Van Gölü çocukları

Beşyol Durağından kalkardı dolunca hareket eden dolmuşlar. Ve Van belediyesinin uzun kırmızı otobüsü saat başı İskele Köyüne sefer yapardı. Otobüsün bir şoförü bir de biletçisi vardı. Kara, kuru, uzun boylu biletçi üniformalıydı. Başındaki resmi kasketini arkaya doğru kaydırır, kolundan sallanan deri çantasına kestiği biletler karşılığı aldığı parayı koyardı. Bazen birkaç arkadaş doluşurduk otobüse hani olur ya birimizi ikimizi es geçerse bilet paralarını harçlık yapmayı düşünürdük.

Ancak babacan biletçi titizdi. Arada sırada biz duyalım diye söylenirdi:

“Anasından babasından bir haber denize gidenler bilsinler ki dönüşte yol ağzında bekleyen babalara acımadan teslim ederim ha!”

Hiç de tehdit ettiği gibi kimseyi babasına anasına teslim edip cezalandırmadı. O’nun sözleri sadece uyarıydı.

Otobüs o zamanlar iki tarafı yedi kilometreyi aşan kavak ağaçlı yoldan Van Gölüne doğru süzülürken içimiz içimize sığmazdı. Tıklım tıklım dolan otobüste mutlaka büyüklere yer verirdik.

Korkumuz İskele Köyünün verdeçelerindendi. Nedendir bilinmez gölün sodalı suyundan sapsarı olmuş saçları, bakır rengine dönüşmüş yüzleriyle yollarımızı keserdi İskeleli çocuklar. Hani efelenmeye kalkışsak sille tokat girişirlerdi. İçlerinden akıllı uslu olanlar araya girip de kavgasız gürültüsüz gölün kumsalına indiğimizde, Vizontele filmindeki dereye giren çocuklar sahnesini andıran görüntüler oluşturur, bedenlerimizi köpüren serin sulara bırakırdık.

İskele Köyünün en uygun sahili buğday silolarının önüydü.

Van Gölü kıyısına babamla ilk ve son kez geldiğimizde yüzdüğümüz yerdi siloların önü. Bir merasimdeymiş gibi kumlara sermişti havlularımızı ve bez beyaz şapkamı kafama ılatarak taktıktan sonra:

“Güneş affetmez. Dikkatli olmak lazım.” Demişti.

Yüzüp güneşlendikten sonra Sihke(Bostaniçi) Köyü ürünü uzun salatalıkları çıkarmış, uçlarını birbirine tuzlayarak sürtüp acısını aldıktan sonra ince uzun dilimlere ayırıp paylaşmıştı. Ne zaman Van Gölü kıyısına insem ve hele yer İskele Köyü ise babamın o anısı çıka gelir ve gözlerimin önünde dikilir. Sonra bıçak kesmiş bir salatalığın kokusunu duyar gibi olurum.

Kabotaj(Deniz Bayramı) Van Gölünde de her yılın 1 Temmuz günü yapılır. Yüzme yarışları yapılır, yağlı direkten yürünerek bayrak kapılır. Sırf İskele Köyünün çocuklarıyla gölün sularında çarpışmak için o bayramlardan birinde sırt üstü yüzme yarışına yarışmacı olarak katılmıştım. Başla işareti verildiğinde sağım solum gölün sularıyla köpürmüş olanca gücümle sırt üstü yüzmeye çalışmıştım. Bir ara gözlerimi açtığımda İskeleli verdeçeler çoktan bitiş yerine ulaşmışları en arkadan birinci olmakta bana kalmıştı.

Van Gölü çocukları sarı saçları, bakır yüzleriyle göze çarparlar. Gölün sodalı suyunun kimyasal bileşimi oksijen yemiş gibi saçları, kaşları sarartır. Bir tarafları Karadeniz olan İskeleli çocuklar ise balıklarla yarışacak kadar iyi yüzerler.

Yaz sonu İskele Köyünün bahçelerinin önündeki düzlükte buğdaylar carcarlar ve düvenler ile tanelerinden ayrılır, samanı rüzgâra bırakılır. İşte o zaman gölün yüzeyinde birleşen samanların arasında yüzmek zorlaşır ta ki dalgaların suları temizlemesine kadar devam edip gider.

Ailece İskele Köyüne gittiğimizde büyükler sıkı sıkı tembihatta bulunur, tek bir ağacın dalına zarar vermenin açacağı sorunlar anlatılırdı. Bazen İskele Köyü halkı şehirden gelenlerin piknik sonrası geride bıraktıkları çer çöp yüzünden bahçelere su açar, piknik alanlarının oturmaz hale getirerek tepkilerini ortaya koyarlardı.

Edremit farklıydı. Edremit bahçeleri ve denize nazır noktalardaki oturma alanları mesire için özge yerlerdi. Kadembastı mevkiindeki ince kumlu sahil güneşlenmek ve göle girmek için en ideal yerlerden biriydi. Ancak gölün sularının son yıllardaki yükselişi ve karayolunu etkilemesi sonucunda önlem olarak bent yapılırken bu güzel kumsal yok edildi.

Bugün hala Van Gölü kıyıları eşsiz, büyüleyici güzellikleriyle var olmaya devam ediyor.

Ve Van Gölü çocuklarına:

“Beni koruyun, kirletmeyin, yok olmama izin vermeyin” Diye haykırıyor.

Biz dünün Van Gölü çocukları türkuaz bir deniz bırakmıştık bugünün Van Gölü çocuklarına. Şimdi mavi bayrak onların elinde… Ya yaşatacaklar ya da kendilerinden sonra geleceklerin:

“Neden korumadınız” Sitemlerinin hedefi olacaklar.

Yayın Tarihi
26.06.2016
Bu makale 332 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!