Yeter artık; bırakın yakamızı!

Dün sabah Gazipaşa’ya inecektik; Boeing 737-800’le…
Hem de 189 yolcuyla…
“Burası tahditli meydan, büyük uçak inse de yarım kapasiteyle iner, ama kalkamaz” diyen otoritelere (!) inat…
Adına, “TAVlama uçuşu” demiştik hatta…
Charter uçuşu yapan, turist taşıyan uçak firmalarına ve tur operatörlerine, “İşte biz indik, kalktık, siz de inip kalkabilirsiniz” mesajı verecektik…
Ama olmadı.
Olamadı.
Oldurmadılar yine…
Alanya’dan Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu ve Gazipaşa’dan Belediye Başkanı Cemburak Özgenç ile bir gün önceki Borajet’le uçtuk İstanbul’a…
Ve dün sabah Sabiha Gökçen’den yine Borajet’le; hani ne derler, “Şen gittik, yaslı döndük!”
Bu arada, ben ilk kez Gazipaşa’dan Borajet’le uçtum.
Aman Allah’ım, ne keyifli bir uçuş bu…
12’deki uçuş için, gazetenin önünden hareket ettiğimde saat 11’di.
Saat 11.25’te havaalanının otoparkındaydım.
12.10’da ise Alanya semalarında süzülüyordum.
İnanılmaz bir lüks…
Müthiş bir rahatlık…
66 kişilik uçak küçük ama çok sempatik…
Havacılık literatürüne; “en güvenli uçak” olarak geçen ATR-500’e ilk kez bindim.
Pervaneli uçakların dünyada en çok kullanılanı bu…
Amerika’da binlercesi eyaletten eyalete uçuyor.
Ne inişte ne de kalkışta hiç sarsmıyor.
Servis mükemmel…
Alanya’nın “kara cüccam” dediği baharatlı çörek ve kepekli kurabiye ikramı var ki, çay ve diğer içecekler eşliğinde oldukça lezzetli bir menü…
Pilotlar ve hostesler çok candan…
İstanbul ve Ankara uçuşlarında hala daha işkence çekmeye meraklı olup da Antalya’ya gidenlerin aklı yok derim.
Hele Fenerliler’e gün doğdu.
Maça mı gideceksin; öğlen 12 uçuşuyla İstanbul’a...
Maçını izle, ertesi sabah 06.30 uçuşuyla geri dön…
En geç 9’da Alanya’dasın…
Hafta sonları olmayan İstanbul uçuşları, önümüzdeki hafta başlıyor bu arada…
Ankara zaten haftanın yedi günü var.
Arabası olmayan ya da araba götürmek istemeyenler için ücretsiz havaalanı servisi de başladı.
Bu konuda, başta Alanya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Kerim Aydoğan olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür borçluyuz.
Neticede, Alanya havaalanına sahip çıkıyor.
Ancak, Ankara’da farklı bir “göz” var ki, buraya “şaşı” bakıyor.
O kişinin kim olduğunu zaten herkes biliyor.
Sebebini de herkes biliyor.
Burayı TAV aldıktan sonraki gelişmelere kronolojik sırayla bakalım şimdi…
Aynı kişi, ne diyordu evvela; “Burası stol tipi, küçük uçakların inebileceği bir havaalanı olarak ihale edildi. İhale şartnamesi pistin uzatılmasına, meydanın büyütülmesine imkan vermiyor.”
Şartnameyi bulduk, okuduk ve yazdık…
Asla böyle bir kısıtlama yoktu şartnamede…
Tam tersine, şartname; devlete diyordu ki, “Havaalanını işleten firmanın önünü aç, meydan büyüdükçe, yolcu sayısı arttıkça sen de kazan, firma da kazansın.”
Seçim sürecinde, Binali beyin yokluğunda, bağımsızdan Ulaştırma Bakanı olan İsmet Yılmaz, öyle güzel bir şartname hazırlatmış ki, büyümenin önü açık…
Üstelik, TAV; istimlakler de dahil tüm yatırım giderlerini karşılıyor.
Devletin kasasından bir lira çıkmadığı gibi, net gelirin yüzde 65’i devletin oluyor.
Antalya gibi potansiyeli hazır bir meydan olmadığı için böyle bir yöntem benimsenmiş…
“Parayı harca, sen de kazan, bana da kazandır” mantığı…
Sonra ne dedi aynı kişi; “Pist uzasa da bu meydan güvenlik açısından risklidir. Doğal mania (dağ) vardır. Rüzgar vs uçuşa engeldir. Pas geçme halinde uçağın çakılması ihtimali yüksektir.”
İstanbul’da Sabiha Gökçen’e indiğimizde bir pilotla konuştuk.
Gazipaşa’dan çok daha riskli meydanlardan bahsetti.
Trabzon’da hem manialar ve hem de ters rüzgarlar olmasına rağmen yıllardır tek bir kazanın yaşanmadığını söyledi.
“Her meydanda risk ne kadar varsa, Gazipaşa’da da o kadar var” dedi özetle…
Hülasa, güvenlik gerekçesiyle, Sivil Havacılık’ın önce izin verdiği, izni iptal ettiği için gerçekleşmeyen “TAVlama uçuşu” ile sadece Alanya değil, devlet de kaybetti.
TAV, “Uçuş iptal değil, ertelendi. Bir hafta sonra daha küçük bir uçakla yapacağız” dese de; daha küçük uçak bizim işimizi görmeyeceği için, heyecan vermez; bu bir yumuşak geçiş olur sadece…
Olaylardan ve gelişmelerden her an haberdar olan Ulaştırma Eski Bakanı A. Ahmet Denizolgun’la görüştüm İstanbul’da…
O da; “Binali bey olduğu müddetçe imkansız” dedi.
Ve tespitlerimiz ortak:
Charter uçuşlarının önünü açacak her türlü girişim, dün olduğu gibi yarın da engellenecektir.
Alanya’nın bundan önce olduğu gibi bundan sonra da ısrarını ve baskısını sürdürmesi gerek…
Her yolu denemek ve her kapıyı çalmak zorundayız.

Yayın Tarihi
06.08.2010
Bu makale 11642 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Ulus olarak hepimiz, talihsiz bir şekilde kaptırdığımız yakamızı bıraktırma çabasındayız. İnşallah başaracağız. Saygılarımla...

Dr. Sadık Özen 08.08.2010

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!