Yönetimi Hırsız Olan Ülke Yoksul Kalır

Bir AKP’li kadın milletvekili: “Altı yüz yıllık Osmanlı dönemindeki doksan yıllık reklam arası bitti” demiştir. Yani doksan yıllık Türkiye Cumhuriyeti dönemini kapattık diyor.

       Büyük abisine yaranmak için nasıl da çırpınıyor!
       Böyle söylüyor, çünkü büyük abisinin de aynı şekilde düşündüğünü biliyor.
       Böylece gözüne girecek, yeniden milletvekili olacak.
       Doksan yıl önce durum neydi?
       Tarihten doksan yılı çıkarıp bir daha bakalım haritaya: İstanbul’un İngilizlerin, Ege’nin Yunanlıların, Antalya’nın İtalyanların, Adana, Maraş, Gaziantep’in Fransızların, Doğu Anadolu’nun Rusların olduğu bir ülkede acaba bu kişi, milletvekili olabilecek miydi? Ya da var olabilecek miydi?
       Sadece Ankara, Kastamonu ve civarından ibaret; Karadeniz’den başka denize çıkışı olmayan bir ülkenin ayakta kalma, yaşama şansı olur muydu?
       Ya da Türkiye Cumhuriyeti değil de Şeriatla yönetilen, Suudi Arabistan gibi bir “Anadolu Cemahiriyesi” olsaydı yani kadınların otomobil bile kullanamadığı bir ülkede olsaydı milletvekilliğini rüyasında görebilir miydi?
       Hem Türkiye Cumhuriyeti sayesinde hayatta kalacaksın, hem bu Cumhuriyet sayesinde, en onurlu görev olan milletvekili olacaksın ve hem de Türkiye Cumhuriyeti’ni aşağılayacaksın, onu bir “reklam arası” parantez, geçici bir dönem sayacaksın!
       Bunun adı yemek yediği kaba pislemektir!
       Bu halk geç uyanır ama uyandığında aşağılık işler yapanları siler süpürür götürür tarihin çöplüğüne!
       Bu halk; nankörleri, doksan yıllık Türkiye Cumhuriyeti’nin on üç yıllık reklam arası haline getirecektir!
       Siz nankörleri bu sefer seçim hileleri, uşağınız haline getirdiğiniz bürokratlarınız bile kurtaramayacaktır!
       Siz ki ülkemizi iç savaş eşiğine getirip, yandaşlarınızı ve kendinizi zengin yapıp, yolsuzluk ve hırsızlıklarla ülkemizi soyup soğana çevirdiniz, bunun hesabını mutlaka vereceksiniz.
       Bu hesap “Mahkeme-i Kübra” da değil “Yüce Divan” da sorulacaktır!
       Bazı nankörler şimdiden kaçacak delik arıyorlar…
       Şimdiden yurt dışında mülk alımlarıyla, gizli kaçış planları peşindeler…
       Korku içindeler…
       Dehşet içinde, bir kez iktidardan düşerlerse bir daha gelmeyeceklerini bilmenin telaşıyla dünyanın ve tüm halkımızın bildiği, yolsuzlukları örtbas etmeye çalışıyorlar.
       Yüce Divan’a gitmekten korkuyorlar. Çünkü eldeki delillerle mahkûm olacaklarını ve dört bakan mahkûm olursa, sıranın büyük abiye ve yakınlarına geleceğini biliyorlar.
       Bu nedenle TBMM soruşturma kurulu toplantısını bir hafta ertelediler.
       AKP’li dürüst üyeleri baskı altına alabilmek için…
       Aldılar da…
       Ne var ki TBMM Genel Kurulu’ndaki bütün AKP’li milletvekillerinin vicdanlarını yok edemeyeceksiniz.
       Türkiye’yi düşman işgalinden kurtaran TBMM; şimdi de yolsuzluk, hırsızlık ve ahlaksızlık batağından kurtarmalıdır.
       Çünkü yönetimi hırsız olan ülke yoksul kalır…