Kumsalı renkli yüksek denizin ilginç değerleri arasında şaşırtan objelerden birine koşan sodalı sudan saçları sapsarı kesilmiş çocuk arkadan gelen arkadaşlarına:
“Buldum! Buldum!”Diye seslendi.
Elindeki yumruk büyüklüğündeki gözenekli taşa bakmak için koştu arkadaşları.
“He vallah bulmuş!” Dediler hep bir ağızdan.
En büyüğüydü buldukları ponza taşı.
“Anam sevinecek.” Dedi taşı paha biçilmez bir elmas gibi kavrayan çocuk.
Kıyı boyunca o büyüklükte bulmak için yürüdüler.
Kozmetik sanayinde pazarlanan ve kimilerin topuk taşı dediği ponza taşının adına bizim ellerde yüngül taşı denir. Bu taş hafif, gözenekli, süngerimsi bir yapıya sahiptir.
Van Gölünün kıyıyı döven dalgaları zaman içinde yüngül taşlarını kıyılarına atar. Güneş, soda ve zamanın başkalaştırdığı taşların hafifliği en çok çocukları etkiler. Onlar her göl kıyısına indiklerinde bu taşları toplarlar. Avuç içine sığacak büyüklükteki yüngül taşları kıymetlidir. Evlerde banyoların bir kenarında tutulur, ayaklardaki ölü derilerin ve nasırın çıkarılmasında kullanılır.
Bazen büyükler şımarık ve densiz çocuklar için ya:
“Dırdek olma!”
“ Ya da yüngül olma ağır ol.” Yöresel deyimlerini kullanırlar.
Bütün bunlardan da ortaya:
“Ağır ol batman gelesen.” Atasözü ortaya çıkar.
Hani yolunuz Van Gölü kıyılarına düşerse eğer kumsalda yüngül taşı aramayı unutmayın.