Yüzyıl projesi üzerine birkaç söz

Bunalan Türkiye hızla genel seçime doğru hızla yaklaşıyor.

Heyecan yaratan üçüncü hamlesini de yaptı C.H.P!

İlk hamle gerçek demokrasilerde olan taban yoklamalı milletvekili adayı belirleme ön seçimiydi. Ana Muhalefetin kurmayları sonuçtan ne çıkar ne çıkmaz endişesini bir kenara bıraktı ve milletvekili adaylarını örgütlerini oluşturan üyelerin iradesine başvurarak seçti. Bu yaklaşım seçim anketlerine olumlu yansıdı ve yükseliş grafiğine ivme kazandırdı.

İkinci hamlesi çok daha etkili oldu. Yoksullaşan orta sınıfın içinde olduğu durumu yürekli biçimde tahlil etti ve neler yapabileceklerini şeref sözü olarak açıkladı. İktidar olmaları halinde emeklilerin ve çalışan tüm emekçilerin hayatlarını kolaylaştıracak tedbirleri anlattı. Her dini bayramda verilecek birer maaş ikramiye ile emeklilere nefes aldıracak sosyal ve ekonomik hakların kaynaklarını açıkladı. Mutsuz binlerce emekli ve ailesi bu vaadi benimsedi. İktidar cenahının kaynak nasıl yaratılacak sorusuna da israf ekonomisinden örnekler vererek ve gereksiz devlet harcamalarından kaçınılarak sağlanabilirliği anlatıldı. Kaçak saray olara toplumda iz bırakan Ak Saray’ın harcamaları, devletin üst makamlarındakilere hesapsız kitapsız alınan makamk araçları gündeme getirildi.

Üçüncü hamle “Yüzyılın Projesi” başlığı altında Merkez Türkiye olarak takdim edildi.

Projeyi küreselleşen dünyadaki Türkiye’nin stratejik konumu ile ilişkilendirerek anlatan Genel Başkan Kılıçdaroğlu, yaratılacak istihdam sonucunda yaklaşık iki milyon

İki yüz bin insana iş istihdamı yaratacağını vurguladı. Türkiye’de seçilecek merkez bir noktaya dünyanın dört bir yanından getirilecek malların gereksinimi olan ülkelere zamanla yarışılarak sunulacağını ve bu girdilerin devlet bütçesine yatırım kaynağı oluşturacağı belirtildi. Böyle bir projeye avantaj sağlayan durumun da Türkiye’nin lojistik yapısından kaynaklanacağı anlatıldı.

Bugün ülkemizdeki en önemli sorunun işsizlik olduğunu, dolayısıyla istihdam problemi bulunduğunu açıklayan Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı, Merkez Türkiye Projesiyle bunun aşılabileceğini anlatarak yüzyılın projesi ile tüm detayların medyada paylaşılacağını söyledi.

Kısacası Merkez Türkiye projesinde Türkiye’ye yakın olan ülkelerin dünyada tercih edilen ürünleri depolanacak, ambalajlanacak ve sunulacak.

Bugün Çin, Japonya ve diğer Uzak Asya ülkelerinden mal alımında ulaşım sorunu yüzünden zorlanan Avrupa ülkeleri için ya da Batı ülkelerinden Asya ülkelerine mal satımında zorlaşan Batı dünyası için bir köprü görevi yapacak olan Türkiye’nin bu haliyle aynı zamanda dünya barışına da katkı sağlamış olacak. Gerek ekonomik ve sosyal ve gerekse bölgesel barış için de önemli bir gelişme yaratacak olan Merkez Türkiye Projesi, Türkiye’yi küreselleşmiş dünyadaki hak ettiği yerini de almasını sağlayacak.

Merkez Türkiye Projesi için kurulacak alanlarda yeşili ve çevreyi yok eden alanlar seçilmeyecek. Tam aksine tarımsal değeri olmayan alanlar tercih edilecek ve tesisler bu yerleşkelere konuşlandırılarak ölü alanlar yeşil alanlara ve dolayısıyla üretim merkezlerine, yaşam alanlarına dönüştürülecek. Bütün bu dinamizmin yaratılması için de limanlar, havaalanları ve demiryollarının alt yapıları yetkileştirilecek.

Dünya haritasında Türkiye’nin konumuna dikkatlice bakıldığında böyle bir projenin özverili bir çalışmayla yaşamlaşacağı görülebilir.

C.H.P Kurmayları birer ekip oluşturarak bu projenin ulusal bir proje olduğunu diğer partilere de anlatabilirler. Proje partiler üstü bir realiteye dönüşürse kazanan elbette ki Türkiye olur.

Elbette ki hayat kavgası içindeki sade vatandaşı stratejiden, lojistikten, istihdamdan, ticari ulaşım yollarının iyileştirmesinden bilinçlendirmek zor olabilir. Ama bütün bunların iş, helal ekmek ve insanca yaşama giden yol olarak anlatıldığında ses bulacağına inanıyorum.

Merkez Türkiye Projesini yarın C.H.P başaramazsa bir gün bir başka parti aynı proje ile yola çıkmaktan başka çare bulamayacaktır. Bence proje uzmanların tartışma süzgecinden geçerek kitlelere daha sade bir dille anlatılmalıdır. Yola çıkanlarla, işi baltalamaya çalışanlar veya sekte vuranları halk mutlaka değerlendirecektir.

Merkez Türkiye ülkemiz için bir sıçrama tahtası görevi yapabilir. Yatırımlarının getirisi Türkiye’nin sahip olduğu kaynakları harekete geçirebilir.

Mevzubahis olan iş, aş ve ekmekse, çözümsüzlük için çaba gösterenler de sadece üzerinde durulmayacak teferruattır.