Zaman

Zaman sanki bireyden ayrıymış da çarkında döneniyormuşum gibi hissedemiyorum.  80’li yılların başında Lincoln Barnett’in, Evren ve Einstein kitabını ilk okuduğumda “Ogün” için zaman duygusunu bir algı biçimi olarak kabullendiğimi bilemiyordum. Bugün ise “o zaman” yazdığım şiirlerimde “zaman öznesine” ne kadar çok önem verdiğimi görüyorum. Üstelik “zamanın, olayların olasılı bir sırası” olduğu algımı şiirlerimde yansıttığımı anlıyorum. Bugünlerde ise Evren ve Einsten kitaplıktaki yerinden yine indi. Altını kalın çizgilerle çizdiğim zamanın öznelliğini en iyi açıklayan paragraflarıyla Einsten; yeni ilgi alanımda ilerlemem için bana/bize eşlik etmeye başladı. Einstein zamanın bir algı olduğunu görecelik kuramıyla öyle bir ortaya ki;  1980 basımı Evren ve Einsten kitabının 58.52-53 sayfalarında şöyle diyor: "Bireyin yaşantıları bize bir olaylar dizisi içinde düzenlenmiş görünür. Bu diziden hatırladığımız olaylar 'daha önce' ve 'daha sonra' ölçüsüne göre sıralanmış gibidir. Bu nedenle birey için bir ben-zamanı, ya da öznel zaman vardır. Bu zaman kendi içinde ölçülemez. Olaylarla sayılar arasında öyle bir ilgi kurabilirim ki, büyük bir sayı önceki bir olayla değil de, sonraki bir olayla ilgili olur.”

Son bir yıldır Perma Kültüre ilgi duymaya başladık. Eşim ve ailenin diğer fertleri hep beraber bugünkü yaşam biçimimizi değiştirme yolunda araştırma içindeyiz. Anlayabilmek ve yapabilirliliğimizi ölçümleyebilmek için deneyimlerini paylaşan engin gönüllü dostlarla buluşuyoruz. Değiştirdikleri yaşam çiftliklerinde perma kültür prensiplerini uygulayarak öğreniyoruz. Perma Kültür sürdürülebilir yaşam alanlarının biçimlendirilmesi olarak ifade ediliyor. Merkezinde tarımsal üretim var ve kurduğu sistemle bugünün yaşam biçimini değiştirmeyi hedefliyor.

İşte tam da bu süreçte “zaman” kavşağında duruyor ve değerlendirmeler yapıyoruz. Beynimiz bir kere sıralı sorulara alışmış. Hiç bitmeyen sorular,sorular,sorular…. “Ne zaman doğuyor? Ne zaman yürüyor? Ne zaman konuşuyor?......... Ne zaman ölüyor?” her soru bize zamanın ileri aktığını düşündüren bu sıralama yönteminin ürünü. Perma Kültür her ne kadar bilimi içine soksa da geleneksel algılarımıza daha fazla atış yapıyor. Adeta zamanı geriye akıtıyor. Belleğim beni Nobel ödüllü ünlü genetik profesörü ve düşünür François Jacob, Mümkünlerin Oyunu adlı kitabında zamanın geriye akışı ile ilgili paragrafına götürüyor.

 “Tersinden gösterilen filmler, zamanın tersine doğru akacağı bir dünyanın neye benzeyeceğini tasarlamamıza imkan vermektedir. Ama zamanın tersine çevrildiği böyle bir dünyada, beynimizin süreçleri ve belleğimizin oluşması da aynı şekilde tersine çevrilmiş olacaktır. Geçmiş ve gelecek için de aynı şey olacaktır ve dünya tastamam bize göründüğü gibi görünecektir. (François Jacob, Mümkünlerin Oyunu, Kesit Yayınları, 1996, s. 111)”

Perma Kültür serüvenimiz yeni başlıyor. Heyecan veriyor. Bu yolda kararlı bir duruş sergilememizde “zaman” algımızın doğa ve çevreye uyumu çok önemli. Permakültür felsefesi karşıtların buluşma noktası. Bu bir tersine akan zamanı mı deney imletecek ya da kentli yaşam biçimine alternatif yeni biçemleri mi?Ütopik mi? Gerçekçi mi? Denemeden anlayamayacağımıza göre.

Yayın Tarihi
25.05.2015
Bu makale 931 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!