Zulası ölüm olanlar

Kıvılcım Cudi dağında parlatıldı. Amaç germekti!

Cudi nedir? Sadece dağ mı?

Cudi ağaçtır, çiçektir, bin bir türden canlıdır. Yani yaşam alanıdır bölgede halkı için için.

İnsanın yaşam alanına müdahale etmenin tek sözcüğü de tecavüzdür.

Ardından Diyarbakır kırsalı geldi.

Onlarca dönüm arazi ateş altında… Diyarbakır’ı görenler bilir. Kentin varoşlarında başlayan araziler altın başaklı tarlalarla uzayıp gider. Altın sarısı yazılar bölgenin bereketini temsil eder.

Su serinlik ateş gerginliktir.

Ateşi seçenler barışı yok etmeyi amaçlayanlardır.

Ve olan oldu.

Suruç’ta patlayan bomba onlarca canı aldı, misli kadarını da yaralı, ölümle pençeleşir kıldı.

Haberi doğru kaynaktır diye TRT Türk’ten izlemeye çalıştım. Ve gördüm ki saat 13-13.30 arasındaki canlı yayın ekibinin olayla ilgili istihbaratı sıfır. Canlı yayın yapan arkadaşın:

“Basından aldığımız haberlere göre…” Diye akıp giden sözlerinde anladım ki devletin trilyonluk değere sahip TRT’si onlarca insanın can verdiği terörle ilgili haberde arka planda kalmış. Can simidi olarak ta özel haber kaynaklarına sarılmış. Bu durum nasıl affedilir söyleyebilirler mi?

Bu sığ ve olsun da böyle olsun habercilik konusunda TRT Türk ivedilikle özeleştiri vermelidir diye düşünüyorum.

Bir habercilik olayını paylaşmak istiyorum şimdi…Yıl 1980… Aylardan Temmuz!

Çukurca’da Irak askerleri sınırda ot biçen Çukurcalı köylüleri sınırı geçtiniz diye yan yana dizerek otomatik silahlarıyla kurşuna diziyor.

O tarihlerde Dursun Akçam’ın yönetimindeki Demokrat Gazetesinde öykülerim yayınlanıyor. Gazetedeki arkadaşlardan:

“Iraklı askerler neden yoksul insanlara kıymış, haberin var mı?” Diye soru geldi.

Kulaktan kulağa haberleri pek önemsemem. Uğur Mumcu idolümüz ya belgesi olmayan, canlı tanığı olmayan tek bir habere imza atmam. Hemen araştırmaya başladım. Olay yerine gitmeden önce birkaç resim ve olayda ölmeyen birinin tanıklığına gereksinimim vardı.

İmdadıma Kent Kırtasiye ve Kitapevi sahibi rahmetli Faruk Bekiroğlu yetişti. Faruk ağabey o zaman Cumhuriyet Gazetesinin Van sorumlusuydu.

“Olay yerinden fotoğrafların gelmesi an meselesi. Sen haberin iskeletini oluşturmaya başlayabilirsin.” Dedi.

—Tanık da gerek. Dedim.

“Tanık var. Kurşuna dizilenler arasında Hüseyin Güneş adlı köylü Van Devlet Hastanesinde yatıyor.” Yanıtını verdi.

Sıkı güvenlik altındaki Hüseyin Güneş ile hastanede kısa bir röportaj yaptık ve birkaç kare fotoğraf çektik. Sıra habere gelmişti. Haber dört dörtlük olmalıydı ki Başbakan Demirel Irak Hükümetinden hesap sorsun…

Minik daktilomda yazdığım haberi bir iki kez yırtıp attım. Otuza yakın insanın öldürüldüğü bir haber yavan olmamalıydı. Sonunda Ahmet ARİF’İN Otuz Üç Kurşun destansı şiirinden dizlerle süsleyip NE İSTENİYOR BU YOKSUL İNSANLARDAN başlıklı haberi yazıp, Faruk Bekiroğlu’nun olay yerinden getirttiği fotoğraflarla Demokrat Gazetesi Genel Yayın Merkezine göndermeyi başardık.

Haber dünyada bir tek Demokrat Gazetesinde birinci sayfa haber olarak yayınlandı. Meclisteki Demokrat Gazetesi muhabirleri gazeteyi milletvekillerine dağıttı ve rahmetli Süleyman Demirel’e olayla ilgili gereğinin yapılması yönünde baskı yapıldı. Türkiye Irak’a veto verdi ve iki ülke arasında varılan anlaşmada olayın faili Iraklı askerler Irak hükümetince tutuklandı, kurşuna dizilen Çukurcalı köylülerin ailelerine hatırı sayılır bir tazminat ödendi.

Gazetecilik buydu. Yurtsever ve namuslu insanlarla diyalog halinde olmak, haber kaynaklarına tez ulaşmaktı. TRT Türk ise ne yazık ki kendi habercilik misyonundan uzak bir tavır içinde Süruç haberlerini vermeye uğraşıyor, kendisi haber kaynağı olmak yerine özel haber ajanslarının temelinde gerçek var mı, yok mu sübjektif değerlendirmelerine sığınıyordu.

Peki, ülkemizin istihbarat kurumları ne yaptı? Böyle bir olayın olmaması için hangi tedbirleri aldı? Haftalardır canlı bombalar dolaşıyor söylencelerinin hiç mi takibi yapılmadı?

Suriye sınırımız ise Allah’a emanet! Sınırlarımızda güvenlik zafiyeti olursa elbette ki terör örgütleri diledikleri gibi at oynatıp, cirit atar. Ve sonuçta da dağlarımız alev altında kalır, kentlerimiz ateşle kuşatılır, hiç beklenmedik bir anda insanlarımız patlayan bombaların kurbanı olur.

Unutmayalım, zulasında ölüm olanların Azrailleri, yolgeçen hanına dönüşmüş ülkelerin pasaportsuz turistleridir.

Suruç derin bir yara olarak açılmıştır yüreklerimizin orta yerinde. Acısı acımızdır.

Yayın Tarihi
20.07.2015
Bu makale 273 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

ÇOK OKUNAN

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!