DÜN-BUGÜN-YARIN

4 Kazıktan Gözyaşına…

Geçenlerde elime geçen bir kitabı  rasgele açıp okumaya başladığım bir bölümünü aktarmak isterim sizlere…

 

Kitabın adı ‘Yaşamaya Yerleşmek’ Yazarı Üstün Dökmen…

 

Eski  bir geleneğe göre, arazi satın almak isteyen kişi, bilirkişilerden oluşturulan bir heyete koşulsuz belirlenen bir parayı yatırırmış.

 

 Satın almak istediği arazinin büyüklüğünü belirlemek, yatırdığı paraya bakılmaksızın kişinin kendisine bırakılırmış….

 

Nasıl mı?

 

Bilirkişilerden oluşan heyet, arazi satın almak isteyen kişiyi sabahın erken saatlerinde arazi satışının yapılacağı alana çağırırmış ve eline 4 adet kazık verirmiş.

 

Bu kazıklardan birini hemen olduğu yere çakarak arazisinin ilk sınır noktasını belirlemesi istenirmiş…

 

Eğer kişi geri kalan kazıkları akşam gün batımına kadar çakabilir, dördüncü kazığı da çakıp bir kare oluşturabilir ve gün batmadan ilk kazığı çaktığı yere ulaşabilirse, tamamladığı tüm kare alan kişinin olurmuş…

 

Yani bu dört kazıkla bir kare oluşturup, kişinin satın alacağı arazinin boyutlarını hesaplaması kişinin kendi iradesine bırakılırmış fakat tek şart var, dördüncü kazığı çakacağı zaman, gün batmadan yarışmaya başladığı yerde olacaktır.

 

İlk kazığı çakarak işe başlayan kişi, ikinci kazığı çakmak için ilk kazıktan uzaklaşmaya başlar, içindeki daha fazla hırsıyla ilk kazıktan giderek uzaklaşmaya başlarmış, sonunda zar zor ikinci kazığı da çakayım  deyip karenin bir kenarını tamamlarmış. 

 

Karenin diğer kenarını oluşturmak ve 3. kazığı çakmak için bu sefer ikinci kazıktan gitgide uzaklaşmaya başlarmış, yine daha fazla isteğiyle bu sefer ikinci kazıktan uzaklaşan kişi herhangi bir yere, bu kadar yeter herhalde deyip üçüncü kazığı da çakarmış.

 

 Sıra en önemli dördüncü kazığa gelirmiş, bu kazığı çakacağı yer, yarışmaya başladığı ilk yerin yakınları olduğu için ve kareyi tamamlayıp gün batmadan başladığı yere dönmek için acele etmeye başlar, ama maalesef içerisindeki daha fazla hırsıyla kazıklardan epeyce uzklaştığı için belirlenen zaman da hedefine ulaşamaz günbatımını kaçırır, bir parça arazi bile kazanamazmış… Yatırdığı para da boşa gidermiş…

 

Bu örnekte görüldüğü gibi, insanoğlunun içerisindeki en tehlikeli olgunun daha fazla güdüsü ve tatminsizlik olduğunu düşünmek yanlış olmaz…

 

Bu dürtü o kadar tehlikeli boyutlara ulaşmaya başlamıştır ki.. Artık insan kendi soyunu yok etmek uğruna olsa bile içindeki daha fazla hırsından vazgeçememektedir…

 

Günümüzde kimilerine göre bu konular çok anlamsız hatta çok sıkıcı gelse de, insanın varoluş nedenlerini iyice sorgulaması gerektiği bir dönemde yaşadığımızı düşünüyorum.

 

İnsandaki bu daha fazla hırsı, artık yaşadığımız doğayı ve çevreyi tehdit eder duruma gelmiştir.

 

 İlkel bir güdüden temellenen avcılık sporunu bile yaparken, bir avla iki avla yetinmez çoğumuz, bir kuş sürüsü bulduğu zaman hepsini avlar, soyunu tüketir öyle değil mi?

 

Ama, bizler kadar gelişmemiş sandığımız ve en vahşi hayvanlar sınıfına koyduğumuz kaplan bile, bir ceylan sürüsünden sadece karnını doyuracağı kadar avlar ve gerisini bırakır…

 

Aynı avcılık ve toplayıcılık döneminde olduğu gibi, bizler de yani tüm insanoğlu da artık insan avlıyor…

 

İnsan öldürüyoruz…

 

Hergün bir katliam haberi almaktan bıktım artık….

 

Urumçi’de yaşayan insanları göz kırpmadan öldüren mantık… İnsanlara madde uğruna eziyet eden, gözyaşı döktüren, kan döktüren mantık…

 

Bir insan düşüncesi ne olursa olsun, hangi vatandan hangi milletten olursa olsun bu zulümleri hak eder mi?

 

Bu zulümleri yapan insanoğlu bilmiyor ki, uzun vadede fırtına ekiyor…

 

İnsanın insana yaptığı her kötülük, yine insanı bulur… Yine kendisini bulur….

 

 Bunu nasıl anlayamaz ve bilemez insanoğlu şaşırıyorum…

 

Daha fazlacılığın geldiği nokta toplumlar dengesinde artık kana, gözyaşına dönüşmeye başlamıştır…

 

Artık birbirimizi sevme zamanı…

 

Yazıma başlarken bahsettiğim gibi bırakın elinizdeki kazıkları…

 

Yayın Tarihi
20.07.2009
Bu makale 11736 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
En son kazığın nereye çakıldığı çok önemlidir. İnsanoğlunun bir türlü arzuları ve ihtirasları bitmez. Onun için kıssadan hisse çıkarmak en doğrusudur Onurcu'ğum. Ders gbi bir yazı.

Turgay ALP 21.07.2009

insanoğlunda bu korkunç ego varken o kazıkları daha bırakmazlar... bu dünyada yaşamaya çalışmak zor. kolay gelsin

serap erbas 20.07.2009

İNSANLIK ÇÖKÜŞ ESNASINDA DÜNYANIN SONU YAKLAŞINCA HERKES BU DURUMU ALACAK BU DAHA BETER OLACAK AMA İNŞALLAH GÖRMEYİZ MEMNUN OLDUM BU KONUYA DEĞİNDİĞİNİZDEN DOLAYI ONUR BEY

osman 20.07.2009

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!