Bu yıl bereketiyle geldi Hıdırellez.5 Mayıs akşamı başladı yağmur kaç gündür yaşanan boğucu bunaltıcı havanın üzerine. Serinlik çöktü kente yağmurla birlikte. Özlemişiz yağmuru, sesini. Toprağın kokusunu. Ağaçların çiçeklerin güldü yüzü. Dolaştım çiseleyen yağmurun altında çocukça. Yüreğimde sevinci bahar yağmurunun.
Hıdırellez’de her yerde değişik ritüeller yaşanır. Hızır ile İlyas kardeştir. Hızır dağlarda İlyas ise denizlerde yaşar. Yılda bir kez buluşurlar. Hızır coşkuyla inerken dağlardan İlyas görkemle çıkar denizde buluşurlar kıyıda özlemle. Doğa alkışa durur bu buluşmaya. Yeşerir ağaçlar, çiçekler açar. Dereler coşkuyla akar. Canlanır toprak ana. Bahar gelir. Bolluk Bereket günüdür bugün.
Antalya’da da yaşanır değişik ritüeller. Antalyalı akşamdan yazdıkları dileklerini sabah ulaşabildikleri kıyıdan denize bırakır. Kimileri de açılır teknelerle denize dilek taşının orda atar dileklerini denize. Bir bayram havası eser denizde kıyıda.
Anadolu’nun her yerinde değişik kutlanır baharın gelişi. Sazlar, cazlar, oyunlar, piknikler, kurbanlar dualarla karşılanır. Sevgi sevinçle mutlulukla gelir insanlar bir araya. Bu tür ritüeller birlikteliğe, paylaşımlara dayanışmaya vesile oldukları içinde yaşanması gerekir diye düşünürüm hep. Unutulmamalı birleştirici gelenekler.
Ülkemin çelişkiler yumağı olmasına gelince diyebileceğim bir şey yok. Böyle bahar havası esen bir günde fidan gibi üç gencimizin asılması nasıl açıklanır bilemiyorum. Belki de kasıtlıdır.
Yıl 1972
Mayısın altısı gece yarısı
Uçar üç güvercin yükseklere.
Bir top ateş olur
Aydınlanır gökyüzü.
Mücadele meşalesine dönüşür
Yüreklerde
Deniz Gezmiş,
Hüseyin İnan
Yusuf Aslan
ateşi
dillerde özgürlük türküleri yankılanır..