Bi susun!

                Cumhurbaşkanlığı makamı için CHP ile MHP’nin ortak adayı Ekmeleddin İhsanoğlu: Akıllı bir akademisyen, dünyaca tanınan ilim adamı; çok kültürlü, Kabile Devleti gibi yönetilmeye çalışılan bir ulus için fazlaca âlim ve beyefendi bence.

                Hafızamızı yokladığımızda 2007 Cumhurbaşkanlığı seçiminde AKP Hükümeti, sanatla, bilim tarihiyle, Türk kültürüyle arası iyi olan, devlet üstün hizmet madalyası bulunan, yurtdışında saygı duyulan Ekmeleddin İhsanoğlu için “tamam” demiş, fakat Bülent Arınç isme sıcak bakmamış, bu yüzden aday gösterilmemişti, hatta AKP’nin en kritik hatalardan biri diye basın bu konudan söz etmişti. Şimdi: “Hayırlı olsun deyip bi susun!”

Bilindiği üzere Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresi 2014 Ağustos’unda doluyor. Ülkenin tüm kurumlarını şekillendirecek olan cumhurbaşkanı, güçlü halk desteğiyle seçilecek.  Konuya başka pencereden bakmak istiyorum.

Şöyle ki: Anayasamızın 104. Maddesi:

“Cumhurbaşkanı devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk Milleti’nin birliğini temsil eder. Anayasanın uygulanmasını, Devlet Organları’nın düzenli uyumlu çalışmasını gözetir” der.

103. Madde de, cumhurbaşkanı görevine başlamazdan önce T.B.M.M’ sinde aşağıdaki gibi andiçer yazılıdır:

“Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine andiçerim.”

Anayasa çok açık ve nettir, koşulları uyan her Türk Vatandaşı, meclisten 20 Milletvekilinin imzası ve teklifiyle aday gösterilebilir.

Soruyorum:

Her zaman halkıyla kavgalı, kendi fikirlerini desteklemeyenlerle barışık olmayan, cumhuriyetin ana ilkelerinden sürekli yakınan, temel taşları oynatmak için olayların çoğunu çarpıtabilen, cumhuriyetin olmazsa olmaz kurumlarıyla tartışıp onları yıpratmaya uğraşan, mahkeme kararlarına karşı “Ulemaya sorun?” diyebilen, “cumhurbaşkanının kim olacağına ancak biz karar veririz” söylemlerinde bulunarak halkı hiçe sayan,“ben yaptım oldu” diye kestirip atan, halkını “koyun” gibi güdülen hayvan olarak tarifleyen, üstüne üstlük cumhurbaşkanlığı makamı için “Çankaya Bekçileri” tabirini kullanan, vatandaşa tekme tokat girişen bu zihniyetteki birisinden, cumhurbaşkanı olabilir mi sizce?

Aslında bu soruma yukarıdaki “Cumhurbaşkanlığı Yemini” en güzel yanıtı veriyor.

Çankaya köşkü laik cumhuriyetin kalesi olmaktan öte, bu milletin varoluşunun sembolüdür, bunu asla unutmamalıyız. O makam, nice devlet adamlarına evsahipliği yapmıştır. Bundan böyle de kutsal görevini sürdürecektir. Gözlerini diktikleri o tepeye çıkabilmeyi hakketmeleri için, ilkin cumhuriyet devrimlerini içlerine sindirmeleri ve yaşamlarını bu devrim esasları çerçevesinde düzenlemeleri gerekmektedir.

Cumhurbaşkanı, Atatürk ilke ve inkılâplarına sadık ve tarafsız olmalıdır. Böylelikle politikacıların yapacakları hataların önünün kesilmesi, parlâmentonun laik cumhuriyet ilkelerine karşı çıkartabileceği yasaların ise kanunlaşmasının önüne geçilmesi sağlanmış olacaktır. Bugün Türkiye’de art niyetli bir siyasi parti, hem iktidarı, hem de cumhurbaşkanlığı makamını mevcut seçim sisteminde kolayca eline geçirebilir. İşte en büyük sorun budur. Devletin tüm kadroları hükümet tarafından oluşturulmakta ve önemli mevkiler için cumhurbaşkanının da onayı gerekmektedir. Yani kötü niyetli bir hükümet, cumhurbaşkanlığı makamını eline geçirdiğinde, başta Genel Kurmay Başkanlığı olmak üzere devletin tüm kadrolarını rahatlıkla avcunun içine alabilir, rejimini değiştirebilir, hattâ cumhuriyeti bile yıkabilir. İşte bu nedenle konu çok hassastır. Türkiye'deki seçim sistemleri tezden gözden geçirilmeli, aslına bakarsanız baştan aşağı değiştirilmelidir.

Sıkıntılarımı dile getirdim köşemde, bu en doğal hakkım ama “sen git!” deme hakkımız, ancak sandıkta var.

 Sözümün özü: Beğensek de beğenmesek de, Türkiye Cumhuriyeti yasalar ve kanunlarla yönetilmektedir. O makama yakışmadıkları için değil, o makamın hassasiyetini kavrayamadıkları için Çankaya onlara göre değil diyorum.

 Bu nedenle cumhurbaşkanlığına 'ciddî, dürüst ve şaibesiz' birinin getirilmesi zorunludur.  Ekmeleddin İhsanoğlu doğru tercihtir.

 

Yayın Tarihi
18.06.2014
Bu makale 6734 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!