Darbe girişimi sonrası gelişme

15 Temmuz katliamlarla sonuçlanan darbe girişimi ile birlikte önemli adımlar atılmaya başlandı.

Ardı ardına gözaltına alınanlar, tutuklananların yanı sıra görevlerden uzaklaştırılanlar oldu. Aralarında valiler, Vali yardımcıları, kaymakamlar, mülkiye müfettişleri, hukuk müfettişleri, genel müdür yardımcıları, daire başkanları, generaller, albaylar, yarbaylar, binbaşılar, yüzbaşılar, üsteğmenler, teğmenler, astsubaylar, uzman çavuşlar, polisler, bekçiler, sivil memurlar olmak üzere toplam 8 bin 777 kişi FETÖ örgüt üyesi iddiası ile görevden alındı.

Yine yaklaşık 3 bine yakın hakim ve savcı da uzaklaştırıldı.

*****

Antalya’da da başlatılan operasyonlarda, 3. Piyade Eğitim Tugay Komutanı ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Mustafa Kaya, aynı soruşturma kapsamında kentte 34'ü rütbeli 102 emniyet personeli gözaltına alındı.

HSYK 2. Dairesi tarafından Antalya merkez Alanya, Manavgat, Kemer, Elmalı ve Bölge İdare Mahkemesi'nden 57 hakim ve savcı açığa alındı. Antalya’da da operasyon başlatan polis, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Ahmet Yurdagül’de önce gözaltına alında, ardından da tutuklandı.

Bu kadar çok isim her halde 15 Temmuz darbe girişiminin ardından hemen tespit edilmedi.

Devlet bu isimleri büyük bir ihtimal ile biliyordu diye düşünüyorum.

*****

Benim merak ettiğim ise devlet eğer bu isimleri daha önceden tespit etmiş ve biliyor ise yaklaşık 11 ay önce 3. Piyade Eğitim Tugay Komutanı ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Mustafa Kaya nasıl oluyor da bundan 11 ay önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığındaki YAŞ’ın kararı ile atanıyor?

Bu sorunun yanıtı gerçekten önemli.

Bir başka gelişme ise 'Balyoz' kapsamında 3 yıl 5 ay tutuklu yargılandıktan sonra beraat eden Kurmay Albay Yusuf Kelleli, Antalya Jandarma Komutanlığı'na atandı.

Yani gelişmeleri anlamak gerçekten zor. Çünkü ilginç gelişmeler yaşanıyor.

*****

15 Temmuz darbe girişimi elbette ki TSK’nın içinde belli bir grup tarafından yapılmak istendi. Ancak, darbe girişimin olduğu gece özellikle er ve erbaşlara yönelik saldırılar ve en önemlisi sosyal paylaşım sitelerinde TSK aleyhine yapılan yorumlar da sıkıntı yaratıyor.

Her ne kadar Başbakan Yıldırım, TSK’nın ülkemiz için ne kadar önemli olduğuna vurgu yapmış olsa da yine de birileri bildiğini okuyor.

TV’lerde yapılan yorumlara dinlediğimiz zaman sanki ikinci bir darbe olacakmış gibi anlatılıyor.

TBMM’de grubu bulunan tüm siyasi parti liderleri darbeye karşı birlik ve beraberlik mesajı verirken, ‘demokrasi nöbeti’ adı altında meydanlar belli bir siyasi partinin mitingi haline geldi.

Ülkenin bekası için, demokrasi için de tabanda birlik ve beraberlik içinde olunması gerektiğini düşünüyorum.