Üzerinde bizler olmazsa idik şayet,
dünyanın herhangi bir sorunu olacak mıydı acaba.?
Bilindik anlamda yanıtlamaya çalışırsak da eğer,
bizler olmadığımıza göre,
bilemeyecektik elbette.
Ancak, bilimsel süreçleri izlenç ve kabullerim itibarı ile; Evren üzerinde alet yapabilme niteliği ile tek canlı olan insanın, varoluşunun ihtiyaç ve sürekliliğini sağlamak üzere içinde bulunduğu ki.. ona,
-dünya veya
-evren veya
-kainat diyoruz.
Onunla giriştiği ilişkinin sonuçları ve yansımalarıdır yaşadığı. Beraberinde de güç ile güç(süz) savaşımı.
Başka bir anlatım ile de; Paylaşım arbedesi.
“İnsan ve insanlığın” külliyatını yazdıran.
Güçlünün belirleyen, güçsüzün de belirlenen olma baskın eğiliminin her türden iç dinamiklerinin sonuçları..
Tıpkı evren gibi..
Neden mi tıpkı evren gibi.?
Değil midir ki evren, bilimsel çözümlemelerin ışığında iç dinamikleri gereği insanın yaşama koşullarını en geniş anlamda “belirleyen”.?
Değil midir ki insan; Yine bilimsel çözümlemelerin ışığında varoluşunun idamesi üzere en geniş anlamda ve kıyasla “belirlenen”.?
Son tahlilde de insanın evren karşısında görece aciz olduğu gerçekliği.
Değil midir ki evren, doğası gereği kendini gerçekleştirmekte.?
Peki neden anlamıyoruz o vakit;
Evren üzerinde insanın da yaptığının kendi doğasını gerçekleştirmek olduğunu.?
Özeti;
Ehilleşmemiş “hayvanî” gücün yaptırımlarının hem evreni hem de insanlığı belirleme girişimlerinin sonuçlarının yaşandığı günümüzü.
Ezberleri üzere… ezberlerle..
Tüm bu vahşi gidişin panzehirini yine insan aklı bulacaktır son tahlilde..
Yok yoksa daha pek çok zamanlar,
-az biraz dahî güçlünün
-az biraz dahî “daha az” güçlünün üzerindeki keyfiyeti süre gitmeye devam edecektir.
Ta ki.. insanın, ezberlerini bozup “insan aklını” devreye sokmayı başarabileceği güne kadar.
Bu yazıya son bir söz söylemek gerekirse de şayet;
Niçin mi.?
Ne adına mı.?
Tabi ki..
Kendi adına..
Sağlıcakla..