..ena

Yazının başlığını ‘Arena’ koyup stadyum açılışını yazacaktım...

Kimsede ‘Ar’ kalmamış, ben de size ‘ena’yı anlatayım!

Zaten ‘Halk takımı’nın yeni stadının ‘halkın seçtiği’ Cumhurbaşkanı tarafından ‘halksız’ açılışının nesini yazayım?

Ben buna  “seyircisiz stat açma cezası” diyorum çünkü bu ‘halksız’ açılış Beşiktaş’ın tarihinde hep kara bir leke olarak hatırlanacak!

Neyse...

Dedim ya, madem ki ‘ar’ yok, ben yine dönüyorum ‘ena’yı anlatmaya...

***

Ena, karada yaşayan karından bacaklı bir yumuşakça cinsidir.

Yumuşakçalar adları üzerinde vücutları yumuşak canlılardır.

Hayvanlar aleminin geniş bir sınıfını oluştururlar. Sümüklü böcek, salyangoz, midye, ahtapot yumuşakçalar sınıfından hayvanlardır.

Örneklerden de anlayabileceğiniz gibi, yumuşakçaların karada ve denizde yaşayan türleri vardır.

Havada yaşamazlar ama iyi hava atarlar!

Yumuşakçalar omurgasız hayvanlar olarak da adlandırılırlar. Yani iskeletleri yoktur.

İskeletleri olmadığı için kolayca eğilip, bükülerek ve sürünerek hareket ederler.

***

İnsanlar omurgalı canlılardır. Vücutlarını dik tutmaya yarayan bir iskelet yapıları vardır.

Ancak değerleri ve ilkeleri olamayan bazı insanlara “omurgasız” dendiğini siz de duymuşsunuzdur.

Bu tip insanlar bir türlü belirgin, dik bir duruş gösteremezler...

Rüzgar ne yönde esiyorsa, o yöne dönerler.

Sözlerine güven olmaz; Aynı cümle içerisinde hem Atatürk’ten hem Atatürk düşmanlarından saygıyla söz edebilirler.

Yani, nasıl ki omurgasız ena karından bacaklı bir canlıysa, omurgasız insan da karnından konuşan bir canlıdır!

Esnek bir yapıları vardır. Bulundukları yere yayılıp yapışırlar.

Elde ettikleri bir makamı korumak için yapmayacakları yalakalık,  söylemeyecekleri söz yoktur.

Hafızaları çok zayıftır. Herkesin kendileri gibi balık hafızalı olduğunu, geçmişi hatırlamayacağını sanırlar.

Çok iyi rol yaparlar ve hayata bir oyun gözüyle bakarlar.

Her davranışları, her sözleri sahtedir.

Güce ve güçlüye taparlar. Gücünü kaybedeni ilk onlar satarlar!

***

Kurumların da insanlar gibi ilkeleri ve değerleri vardır. Bu ilke ve değerlerini yöneticileri ve çalışanları aracılığı ile topluma yansıtırlar.

Ama yüz yıllık omurgalı bir kuruma omurgasız yöneticiler gelirse, zamanla o kurumu da omurgasız hale getirebilirler!

***

Demek ki neymiş?

‘Ar’ olmayınca, omurgasız olunuyormuş!

Kaş yapayım derken, göz çıkarılıyormuş!

Yayın Tarihi
17.04.2016
Bu makale 1402 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!