DÜŞ-ünü-YORUM

Kapadokya Turizm Patates

Geçtiğimiz hafta Kapadokya’da idim. İtiraf edeyim, büyük bir ayıptan kurtuldum. Bir turizmcinin hayatında Kapadokya’ya gitmemiş olması, en hafifinden ayıptır.

 

İnternete girince Kapadokya hakkında akıl almaz bilgiye ulaşmak mümkün. Ben bilinen bilgileri tekrarlamaktan kaçınayım. O nedenle, epey bir bilgi ve gözlem notu biriktirmiş olmakla beraber, farklı bir açıdan bakayım bölgeye.

 

Bölge Türkiye’nin en lezzetli ve en dayanıklı patatesini yetiştiriyor. Bir de kabak çekirdeği. Ama benim ilgi alanımda patates var şimdilik. Nevşehir patatesinin tadını bilirim.

 

Toprağının mineral yapısı, iklim ve rakım Kapadokya patatesini emsallerinden ayrı bir konuma yükseltiyor.

 

Kaymaklı’da konakladığım otelin müdürü dostumuz, sağ olsun bir gününü bana ayırdı bölgeyi bilerek gezmeme yardımcı olmak için.

 

Kapadokya turumuz sırasında bazı dağlarda, zemine yakın eteklerde irili ufaklı plastik ve betondan bacalar gördüm, merak ettim ve sordum.

 

Borular, ya da bacalar, dağın tabanında açılmış yüzlerce metre derinlikte ve en az bir tır girecek genişlikteki patates depolarının havalandırması imiş.

 

Türkiye'de üretilen yaklaşık 5,5 milyon ton patatesin yaklaşık yüzde 30’unu karşılayan Nevşehir bölgesinde, yeraltında, iş makineleri ile oyularak tüf kayalardan yapılan doğal soğuk hava depoları bulunuyor.

 

Çok sayıda bacayı yol üzerlerindeki boş alanlarda bir arada gören vatandaşlar bacaların altında yeraltı depoları olduğu bilmediklerinden benim gibi şaşırıyor.

 

Nevşehir ve Kapadokya bölgesinde peri bacaları oluşumuna neden olan ve bölgenin doğal manzarasına güzellik katan, turizmin yanı sıra ekonomiye de hizmet eden tüf kayalardan yapılan depolarda Nevşehir'de üretilenlerin yanı sıra diğer illerde üretilen patates, limon, soğan gibi gıda ürünleri depolanıyor.

 

Patates, insan besini olarak Avrupa ve Amerika ülkelerinde çok fazla tüketilmektedir. Temel gıda maddesi olarak ülkemizde buğday ne kadar önemli ise Avrupa ülkelerinde de patates o derece önemlidir.

 

Tarihsel rivayet Dünya’ya Amerika’dan yayıldığına işaret eder. Hatta bu noktada bir şehir efsanesi de üretilmiştir. Fatih Sultan Mehmet patates yememiştir, zira o tarihte Amerika keşfedilmemişti, diye…

 

Patates bir çapa bitkisi... Kendisinden sonra ekilecek bitkiye temiz ve havalanmış bir toprak bırakmaktadır. Bu jest ona fedakarlık özelliğini kazandırır sanıyorum.

 

Kışları ılık geçen Akdeniz ikliminin etkisi altında kalan kıyı bölgelerinde, patates kış mevsiminde turfanda olarak yetişebilmekte ve dekardan oldukça yüksek yumru verimi alınabilmektedir.

 

Bu bölgelerde kışları boş bırakılan araziler değerlendirildiğinden, ülke ekonomisine büyük katkılar sağlamaktadır. Dünyada dekara patates verimi ortalama 1719 kg olarak gerçekleşmiştir.

 

Dünyada kişi başına patates tüketimi yıllık ortalama 32.6 kg olmuş. Bu miktar Letonya’da 143,0 kg, Polonya’da 132,1 kg iken, Ülkemizde kişi başına patates tüketimi yıllık 60,7 kg olmuş. Kuzey Avrupa’lı patatese daha düşkün demek ki… Galiba içinde kolayca enerjiye dönüşebilen karbon hidrat nedeniyledir.

 

Şimdi gelelim Nevşehir, turizm, patates üçlemesine…

 

Tarih var. Doğa, hem de Dünya’da eşi benzeri olmayanından, var. İnanç mirası var. Sadece Göreme’de 400 kadar kilise kalıntısı var, dersem varın siz gerisini hesaplayın.

 

Kapadokya, Anadolu’nun neredeyse tam ortasında ve kuzey/güney, doğu/batı akslarında her yolun kavşak noktası… İsmi ile müsemma Beyaz Atlar Ülkesi. ( Güzel Atlar Ülkesi de rivayet olunur.)

 

Batı’da da çok yaygın olan bu ‘Beyaz Atlar Ülkesi’ ismine karşılık, bölgede ilaç için bir tane at görememek de beni acı acı gülümseten bir ironi olmalı.

 

Akıllı bir yatırımcı, Dünya turizmine yol ve yön veren devler ile ortaklaşa ‘Beyaz Atlar Ülkesi’ne yatırım yapsa, hipodromlar kursa, uluslar arası at yarışları, polo, cirit, ok atma, çevgan karşılaşmaları düzenlense, Kapadokya’ya gelen turist, konaklamak, kuru kuru bölge gezisi yapmak gibi bir rutinin dışına çıkmaz mı?

 

Bölgede aktif geziler yapan turist, bu aktiviteleri izledikten sonra ne yapar? Elbette yemek yer. Eh, öncelikli tercihi de –eğer mümkün ise- yöresel mutfak ürünü yemekler olacaktır. Şimdi ben soruyorum kendime ve ortaya;

 

Bu dev patates endüstrisinden neden butik bir patates menüsü yaratamaz Nevşehirli? Türkiye’den ve hatta Dünya’dan belki yüzlerce değişik patates yemeği seçilip butik restoranlarda servis etmek için ne gibi engeller olabilir?

 

Tembellik? Biraz…

 

Vizyonsuzluk? Kısmen. Burada hatanın büyüğü Türkiye turizmine yol ve şekil verenlerdedir, diye düşünüyorum.

 

Entelektüel desteğin zayıf olması? Bu da doğrudur.

 

Talep yok, gibi kolay bir cevap gelirse üzülürüm. Olan talebe cevap vermek sadece pastayı paylaşmaktır. Talep yaratılır. Sony, play station’u var olan talebe güvenerek mi yarattı? Hayır! Yarattı ve pazarını kendisi oluşturdu.

 

Bu noktada, enfes patates yemekleri servis eden butik lokantaların talep patlaması yaratacağından da eminim.

 

Tarih, doğa, inanç mirası ve termal zengini Kapadokya’ya bir de gurme turizmini ekleyin, o bölgeye yaratılacak katma değeri hesaplayın.

 

Eh bu kadar anlattım. Ağızları sulandırdım. Bir patates yemeği tarifi ile bitireyim.

 

Malzeme:

 

1 kg. patates,

250 gr. kıyma,

1 soğan,

2-3 kaşık yağ,

1 kaşık salça veya 2 domates,

Tuz.

 

Patatesler boyuna aralıklı soyulur. 1-2 cm. kalınlığında verev dilimlere doğranır. Kızdırılmış yağda kızartılır. Bir tepsiye dizilir. Soğan incecik doğranır. Kalan yağda kıyma ile beraber kavrulur. Kabuğu soyularak fındık büyüklüğünde doğranmış 1-2 domates ilâve edilir. Patateslerin üzerine dökülerek yayılır. Kalan domatesler dilimlere kesilerek üzerine yerleştirilir. Tuz, biber atılır. Su ilâve edilir. Pişirilir.

 

Afiyet olsun…

Yayın Tarihi
22.06.2011
Bu makale 13763 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!