Katli vaciptir

Devlet adamlığı istikrar gerektirir. Aymazlık,pasiflik, adamsendecilik,"bir kereden birşey olmaz" zihniyeti devlete zaaf, yönetime halel getirir. Bunun bedeliyse kan, gözyaşı, kindir. Vatan ve istiklal bütünlüğünün tehlikeye düşmesidir. Milletlerin çekirdeğini sağlam yapılı karakterli aileler teşkil eder. (Elbette ki ulus birliği başta dil, din, bayrak, toprak bütünlüğü esasına dayalıdır)
Otoriter, merhametli, vicdanlı, paylaşımcı, muaşeret( görgü) kaidelerine önem veren ebeveynlerinin yetiştirdiği çocuklar kuşkusuz ki bu minval üzerine hareket ederler. Çünkü ( kuş yuvada gördüğünü işler). 
İşte asıl ve asil eğitimi ailesinde alanlar vatan,millet, demokrasi sevdalısı olarak yaşantılarını sürdürürler.
Süreç içerisinde kaybolup ya da köreldiği sanılan ilke ve ülküler zamanı gelince( 15 Temmuz Ruhu) gibi ortaya çıkarak tarihe mührünü vuran bir destan olur. 

"Rüşvet yiyen sanır ki ömründe şad gider/Rüşvet eve girer, bacadan tat gider"
Haksız, irtikapçı, nekes, hırsız, rüşvetçi ve benzer özellikleri taşıyan ana-babaların gaspettikleriyle çalıp çırptıklarıyla büyüyen çocuklar da hasbelkader devlet yönetimine geldiklerinde gördükleri terbiye üzerine yapamayacakları melanet, hainlik, haydutluk yoktur. Çekinmeden devletin temeline kiprit suyu dökmeye kalkışırlar. Zira, "aslında olan tırnağında getirir veya Katranı kaynatsan olur mu şeker, cinsi bozuk olan cinsine çeker"
Itimatın hilesi olmaz
Diyeceğim şu ki: 
Yavuz Sultan Selim Han'ın yıllardır hizmetinde bulunan bir adamın emekliliği gelmiştir. Ayrılma zamanında Padişahtan helâllik almak üzere huzura çıkar. Yabancı meşrepli bu kişiye padişah sorar: " doğruyu söyle, seni cezalandırmayacağım, hizmetin boyunca bana hiç ihanet ettin mi" der. Yaşlı adam biraz tereddütten sonra padişah sözünün senet olduğunu bildiğinden utana sıkıla" beni bağışlasın padişahım ama her abdest suyunuzun içine işedim"der. 
Bunun üzerine Sultan Selim Han ellerini havaya açarak; "andolsun  ki ben de hiçbir zaman senin getirdiğin suyla abdest almadım"der.
İşte, tedbir, temkin,"olur  ya?"düşüncesi Selim'i YAVUZ yapmıştır.
Şakşakçılarla dalkavuklarla yönetilen devletler hainlere, lainlere, dışgüdümlü şerefsizlere olanak sağlar, kapı açar. 
Mülayimlik korkaklık ihmali pekiştirir.
Yine Yavuz Sultan Selim Han, bir gün Istanbul'da pazarı dolaşırken keklik satıcısın önünde durur. Dikkatini iki ayrı kafes çeker. Birinde çok sayıda keklik, diğerinde yalnızca tek keklik durmaktadır. Padişah merakla satıcıya sorar:"bunların fiyatı nedir,
Tek keklik niçin ayrı kafeste?"
Adam cevaplar: "şu çok sayıdakiler bir altın, tek olanın fiyatı yüz altın" der.
Padişah: " peki özelliği nedir?"diye sorduğunda, satıcı:"bu ötüşüyle diğer keklikleri kandırarak pusuya düşürür, yakalanmalarını sağlar" der. 
Padişah içinde yüz altın olan keseyi satıcıya vererek kekliği alır. Hemen oracıkta kafasını kopartır.
Satıcı şaşkınlıkla:"böyle mahir kuşa nasıl kıydınız" der.
Yavuz Han kaşlarını çatarak: " nesline ihanet edenin katli vaciptir" der.

Yayın Tarihi
15.08.2016
Bu makale 4020 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!