Kavun yüklü kağnılar

Sabah güneş küçük kentin üzerine henüz ışıklarını indirmemişken, Erek Dağının eteklerinden inen yamaçlarının son düzlüğünde kağnılara yüklenen Sihke Köyünün kavunları dualarla yola çıkarılırdı.

Yazın son haftalarıdır…

İki tarafı iğde ağaçlarının kuşattığı yolda gacır gucur öten tekerlek sesleri çınlardı.

Rivayet edilir ki kavun denen nebatın yurdu yüksek deniz Van Gölü havzasıdır. Kök saldığı topraklar ise şimdi adı Bostaniçi olarak bilinen Sihke Köyü… Buralardan yayılmıştır kavun tüm dünyanın bereketli topraklarına.

Kavun hasadının yapıldığı ve ardı ardına dizilen kağnılar Şehri Van’ın sokaklarından geçerken yazın son ayının güze merhaba dediği o günlerde sokaklar kavun kokardı. Henüz kepenklerini yeni indirmiş esnafları ilk selamlayanlar yükü emek olan Sihkeliler olurdu.

Şimdi o köyde kavun üretimi ne yazık ki mişli zamanlarda kaldı. Çirkin politikaların oy avcıları toprağında işleyen köylüyü oylarına tamah edip kentin devlet kurumlarında iş sahibi yapınca köylü burun kıvırdı ata baba yurdunun bir ekip bin veren topraklarına.

Haftalar önce:

“Ala Köyde kavun ekilmiş tarlalara. Köylü, muhtarının öncülüğünde festival düzenleyecekmiş.” Söylencesi kulaklara çalınınca o yakından çalışmalarını gözlemlediğim Mavi Fularlılar köy muhtarını aradı.

“Hasat zamanı etkinliğinize bizler de katılabiliriz.” Önerisinde bulundu.

Ancak yanıt üzücü ve olumsuzdu. Muhtar kederli bir sesle:

“Kavun ekilen tarlalara böcek dadandı. Ne yazık ki hevesimiz de kalmadı.” Dedi.

O anı yaşayan biri olarak nasıl kederlendiğimi anlatamam.

Onca emek gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçti.

Bin bir umutla hazırlanan ve tohumu atılan, sabırla yağmuru beklenen, her vakit dualar edilerek hasat zamanını bekleyen köylülerin yüzleri geldi aklıma.

Ne zordu! Ne korkunç finaldi ektiği ürünün tarlada yok olduğunu görmek.

Oysa kocaman bir üniversitesi, tarım uzmanları vardı kentin. Onların önemli görevlerinden biri de ekili alanları kontrol altında tutmak. Ekilecek alanların toprağını analiz etmek, ürün boy verdiğinde de haftalık incelemelerini yaparak tarla zararlılarına karşı koruyucu önlemler almak için üreticiye yol göstermek.

İlahi güce tefekkür etmek doğrudur. Ama ilahi gücün verdiği aklı da bilimsel anlamda yönlendirmek de bir sorumluluktur. Ala Köyün çalışkan, üretken köylüsü için derin üzüntü duydum.

Çarşı pazarda gözlem yaparken Gevaş fasulyesinin pek bereketli olduğunu öğrenmek acımı hafifletti. Erciş’te karpuzun bu yıl yüz akı olacağını öğrenmek kıvanç verdi. Dostlarla dolaştığımız Van bahçelerinde kayısı ağaçlarının yerlere eğilen dallarını görmek ve silkelenen kayısıların güneşe serilmesini seyretmek haz verdi.

Buradan Şehri Van’ın tarımından sorumlu olanlara seslenmek isterim. Yalnız bırakmayın üreticiyi. Bağ ve bahçeleri gözlem altına alın. Bilimsel anlamda rehberlik edin. Olası zararlı böceklerin farkına varıldığında mücadelesi için güç birliği yapın.

Kaldırın koca gövdelerinizi koltuklarınızdan. Üretim sahalarına inin. Bir sonra ekilecek toprakların analizini yapın.

Her yıl üniversitenin ziraat fakültesinin son sınıfına gelen ya da mezun olan öğrencilerine bu konularda aktif görevler verin. Kitaplar arasına sıkışıp kalmasınlar. Hocaların dudaklarının arasında dökülen bilgileri yaşamla birleştirsinler.

Ve kenti yönetenler… Tarım alanlarının kentleşme planındaki durumunu realist gözlemlerle değerlendirip ekim alanlarını, bağ ve bahçelerin bulundukları yerleri koruyucu yasalarla güvence altına alın.

Her yıl yeşili biraz daha grileşen bir Van’ın geleceğine sahip olun.

 

Yayın Tarihi
11.08.2017
Bu makale 880 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!