Köprüçay

Köprülü Kanyon Milli Parkı ve Köprüçay ile bugüne kadar bir çok yazı yazmışımdır. Özellikle rafting konusunda yazdığım yazılarda, bir disiplinin getirilmesi, gerekirse bir kooperatif ya da şirket çatısı altında rafting hizmetlerinin verilmesi gerektiğine vurgu yapmışımdır. Çünkü, yaz sezonunda yaklaşık 1 milyonun üzerinde yer ve yabancı turistin rafting yaptığı yerde sadece o bölgede yaşayan köylüler tarafından verilen hizmetin yeterli olmadığı ortadadır.

Köprülü Kanyon Milli Parkı ve Köprüçay ile ilgili Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nde bir dosya olduğunu ve bu dosyada var olan sorunların çözümünün bölgenin birden çok yetkili kurum olmasından dolayı çok zor olduğunu geçmişte bir Vali yardımcısı dostum anlatmıştı.

Gerçekten de Doğa Koruma ve Milli Parklar , Devlet Su İşleri (DSİ), Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu gibi kurumlar bölgeden sorumlu ve bugüne kadar da çözüm adına bu kurumlar arasında koordinasyonun sağlanabilmesi için hiçbir adım atılmamış.

Dolayısı ile sorunlarla dolu bu bölgenin dosyası da Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün tozlu raflarında öylece duruyor.

Köprüçay, son olarak balık ölümleri ile gündeme geldi.

Balık tutmanın bile yasak olduğu bir yerde balıklar ölüyorsa, elbette bir sorun var demektir.

Bu sorunun da Değirmen özü köyü civarında HES çalışmaları olduğu vurgulandı.

Bölge halkı ayakta, çevreciler ayakta ama bu balık ölümlerinin gerekçesini araştırarak kamuoyuna açıklama yapacak bir kurum yok.

Bazı gazeteciler, Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Gökoğlu’nu arayarak bilgi almış ve haberleştirmiş.

Ancak, görülüyor ki, Sayın Gökoğlu hoca da kendi ismi kullanarak yapılan haberlerin gerçekle alakası olmadığını yazılı bir açıklamayla duyurdu.

Gökoğlu Hoca şöyle diyor: “Balık ölümlerini araştıran ve konu ile ilgili bilgi sormak için şahsımı arayan basın mensuplarına bir bilim insanı sıfatı ile açıklama yapmayıp, sadece bu tarz balık ölümlerinin neden olabileceği sebepler hakkında yorumlarda bulundum.”

Bu açıklama bana çok ilginç geldi, çünkü Gokoğlu Hoca, “Ben, yaz sezonunda bir milyonun üzerinde insanın rafting sporu yaptığı, milli park ve 1. Derecede Doğal SİT Alanı olan bir yerde yaşanan balık ölümlerini bilimsel olarak açıklamadım” demek istiyor.

Döşemealtı İlçesi’nde doğalgazdan elektrik AKSA Enerji’nin de Antalya’nın en önemli yeraltı içmesuyu olan Kırgöz’den aldığı suyu yaklaşık 50 derece sıcak bir şekilde aynı çaya döktüğünde de balık ölümleri yaşanmıştı ama bilimsel olarak bu konuyu araştıran bile olmamıştı.

Her zaman söylerim; Akdeniz Üniversitesi, Antalya’nın sorunları konusunda her zaman bihaber olmuştur. Kent ile bütünleşmemiştir.

İsterdim ki, Doç. Dr. Mehmet Gökoğlu, Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi olarak bu konuyu bilimsel olarak araştırıp kamuoyunu da bilgilendirsin. Yani sadece bu tür balık ölümlerinin neden olabilecek sebepleri açıklamasın.

Yine her zaman bu köşede vurgularım; Antalya’nın sakini değil, sahibi olduğunu hissettiğimiz zaman kent yaşanabilir hale gelir, sorunlar en aza iner.

Antalya Valisi Münir Karaloğlu’nun koordinasyonunda Doğa Koruma ve Milli Parklar , Devlet Su İşleri (DSİ), Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu gibi kurumlar var olan sorunları çözer ve Köprülü Kanyon Milli Parkı ve Köprüçay turizm kenti Antalya’ya yakışır bir şekilde kullanılabilir.

 

Yayın Tarihi
23.06.2016
Bu makale 1222 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!