BAKIŞ

Krize karşı 365 gün Antalya

Avrupa da kafalar karışık!..

 

Konuşulan bir tek konu var; Ekonomik kriz.

 

Her yerde bu konu tartışılıyor. Açıklamalar yapılıyor. Tahminlerde bulunuluyor.

 

 En ciddi gazeteler en acı, en inanılmaz başlıkları atıyorlar:

 

- Korkunun korkusu,

 

- Ekonomik sistemlerin çöküşü,

 

- Sosyalizm geri geliyor,

 

- Karl Marx haklıydı.

 

- Hava atanların havası söndü,

 

İsteseniz de istemenizde son günlerde iş yaşamınızın önemli bölümünü bu konular kapsıyor.,

 

Avrupa gazeteleri ekonomi gazetelerine dönüştü.

 

Gazeteler birinci sayfasından, neredeyse son sayfaya kadar ekonomi haberleri ile dolup taşıyor.

 

 2. Dünya Savası sonrasından bugüne kadar yapılan yanlışlar masaya yatırılıyor.

 

Unutulan, unutturulan doğrular tek-tek sıralanıyor.

 

Küresel ekonominin çekirdek düşüncesi muhakeme ediliyor.

 

 Finans sistemlerinin makro paradigmaları sınanıyor.

 

Yeni bir düzenden, orta ayar devlet kontrolü biraz daha fazla sistemlerden bahsediliyor. Oysa yıllardır AB ülkelerinde temel anlayış olarak "Minimal devlet" veya "Küçük ama etkin Devlet" felsefesi doğrultusunda kodlanmıştık, simdi bu sistemin duvarlarındaki çatlakları görüyoruz.

 

Ya çökerse?

 

Nisan ayında birçok kişinin “bir şey olmaz, kriz falan çıkmaz” dediği günlerde ben köşemde şunları yazmıştım:

 

“Talihsiz başlayan bu 'Milenyum'da kelimenin tam anlamı ile tehlike dünyamızın kapısından içeriye girdi. Anlayanlara, görebilenlere, hissedebilenlere o keskin dişlerini gösteriyor apaçık... Bir yerde ekonomik toplumsal/çöküşler, geleneksel kazanımların uçup havada yok oluşu, değer kaybedişi, gelişmiş dünya toplumlarının bile son yıllarda hızlıca büyüyen bölümünün bol ve zengin tüketim dağlarının eteklerinde fakir ve tedirgin yaşayışları, bir yerde doğduğu günden beri her gün daha da fakirleşen ancak ve ancak sadece bol tüketen toplumların çöpünü hayal edenler ordusu, diğer tarafta milyarlarca insanı aç, milyarlarca insanı bir bardak temiz suya ulaşamayan, her gece karnı aç yatan, sefalet içinde binlerce çocuğun öldüğü, bölgesel savaşlarda insanların birbirlerini boğazladığı, havaya uçurduğu bir dünyada, bu açlığın ve yoksulluğun müsebbibi olan bazı agresif yönetilen fonların sahipleri, yöneticileri ve dünyanın parasını elinde bulunduran karapara babaları, tamir edilemez bir düzeyde bozulan doğa-çevre dengeleri. Küresel ısınma/yeni göç yolları arayışları ve dünyamızın buruşan, eriyen coğrafyası”

 

 

Sadece birkac ay sonra aynı yıl içersinde bugün  geldiğimiz bu noktada insanlar birbirlerine sorar oldu:

 

Gerçekler nedir, nerede ne yanlış yapıldı ve neden bu kadar para havada uçtu gitti?

 

Sol eğilimliler daha da ileri gidiyor; Aşırı ihtiras sömüreni de yoksullaştırıyor mu? Dünya boşuna mı sömürüldü?

 

Sağ eğilimliler de çok sıkıntılı ve onlarda birbirlerine soruyorlar:

 

Küresel düşünce hız kesecek mi, Finans hareketi daha mütevazi ve kontrollü akış içerisine çekilebilecek mi?

 

Serbest ekonomi dünyasındaki finans devlerinin bir avuç Ceo'ların yönettiği dünyamız ekonomik tahterevalli olmaktan kurtarılabilecek mi?

 

Ve cevap aranan bir düzine soru…

 

Turizm sektörünün de ciddi soruları var.

 

Gelecek yıl satışlar nasıl olacak? Ekonomik kriz gelecek sezona kadar aşılabilinecek mi?, Fiyatlar nasıl olacak?

 

Avrupalıların bankalardaki tasarrufları ne olacak, tehlike var mı?

 

Maaşlarından daha çok bugüne kadar yaptıkları küçük yatırım ve mevduat ve fonlardan elde ettikleri kar ve getiri ile tatillerini finanse edenler nasıl reaksiyon gösterecek?

 

İşsizlik artacak mı?

 

İlk ciddi satış sinyallerini 4-5 hafta sonra Almanya'dan almaya başlayacağız...

 

Gelecek yılın katalogları kasım başı piyasalara sürülecek ve 14 bin seyahat acentasında gelecek yıl için satışlar başlayacak.

 

Diğer en önemli sinyal ise bu sene Macaristan'ın başkenti Budapeşte'den gelecek.

 

Avrupa ve Alman turizm devleri bu sene Alman seyahat Acentaları yıllık olağan kongresinde  buluşacak ve gelecek yıl için ilk bağlayıcı tahminleri beyan edecekler.

 

Su an kimse tam bir şey söyleyemiyor. Sadece olumsuz tahminler var.

 

Ama gerçek bir piyasa verisi henüz ilgili noktalara ulaşmış değil.

Buna karşılık görünen tek şey; her kösede hummalı tanıtım ve pazarlama çalışmaları. Bu kadar yoğun bir çalışma Avrupa turizm sektöründe bir sezon öncesi hiç görülmemişti. Her imkan ve olanak gözden geçiriliyor. Pazarlama platformlarının hepsi ilk defa yeterli bir bütçe ile destekleniyor.

 

Her müşteri önemli. Her müşteri gerekli.

 

Her Avro her Cent lazım…

 

2009 sezonu; piyasalarda en büyük yarış yıllarından biri olacak:

 

Kataloglarda haftalık satılması gereken on binlerce sayısız yatak ve uçak koltuğu için etkili ve çarpıcı reklâm kampanyaları başlamak üzere.

 

Hatta artan kriz ihtimali söylentilerine karşın reklam bütçeleri biraz daha desteklendi. 

 

Piyasalarda eskisi gibi beklemek, vakit kaybetmek , piyasalardaki durgunluğa teslim olmak yok…

 

Komuoyuna ve piyasalara verilmeye calışılacak ortak mesaj:

 

"Tatilsiz saadet olmaz",

 

 Agresif pro-aktif pazarlama taktikleri ve kampanyaları tur operatörleri arası cephe savaşına dönüşecek.

 

Seyehat acentaları ile barışan tur operatörleri gelecek sezon için daha sıkı bir işbirliği anlaşmaları ile ve müşterek pazarlama kampanyaları başlatacak.

 

Bunu yaparken internet sitelerinde de banner reklamları ile müşterinin her girdiği sitede karşılarına  çıkılacak,

 

Sektördeki iflaslar müşteriyi ürküttü.

 

'tıkla ve uç' kavramı bitti. Simdi 'tıkla ve kendini  emin ellere bırak' sözcüğü ön planda.

 

 Kriz beklentisi arttıkça, seyahat acentalarının önemi ve değeri artıyor.

 

Müşteriyi tatile ikna eden tek yerel nokta seyahat acentası. Müşterinin evine veya işyerine komşu konumunda olan satış noktaları, sadece vitrin süslemeleri ile değil, birçok küçük yerel sokak etkinlikleri ile müşterilere ulaşabilen tek verimli nokta olmaya simdi daha kanıtlanmış olarak devam ediyor.,

 

Internet yeni müşteri üretmiyor. Sadece hazır müşteriye değişik rezervasyon imkanı sağlıyor.

 

Bunun bilincinde olan sayısız otel pazarlama müdürleri ve yetkilileri köy köy, kasaba kasaba seyehat acentaları ile kolkola tatilci peşine düşecek.

 

Kendisine 400-500 seyahat acentasını organik olarak bağlayabilen oteller daha sağlıklı olarak satışlarını tur operatörü üzerinden yönetebiliyor.

 

Formül basit:

 

Müşteri, seyahat acentasına davet edilecek ve oteliniz tavsiye edilecek ve satışın gerçekleşmesi için tüm pazarlama teknikleri devreye sokulacak ve tatilinden mutlu ve memnun dönen müşteri de yıl içersinde oteliniz ile ilgili bilgiler devamlı olarak aktarılacak...

 

Yerel pazarlama etkinlikleri ile kitlelere seyahat ve tatil heyecanı aşılanacak,

 

 TUI Alman milli Futbol takımının antrenörü Low ile anlaştı. Löw, Almanları TUI ile tatile davet edecek.

 

 Sihirli söz: piyasada rakiplerin markajı ve ofansif pazarlama:,

 

Türkiye de bu konuda boş durmuyor.

 

Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürü Cumhur Güven Taşbaşı ve AKTOB Başkanı Sururi Çorabatır bu sezonu kapatmadan gelecek sezon için hızla tanıtım ve pazarlama kampanyalarına başladılar.

 

Hem de en doğru şekilde.

 

Destinasyon özgüveni ile piyasalara ürün güveni  aşılayarak:

 

Bu ürün satar.

 

zira:

 

Antalya güneşi hiç batmayacak,

 

Antalya AKTOB'un öncülüğünde ve bakanlık desteğiyle Rusya piyasasında kalıcı temellerin oluşması için yenilikçi ve akıllı bir projeyi  gerçekleştirdi: “Antalya in Moscow", Moskova Forum Hall'da Rusya pazarının büyük firmaları olan Odeon-Coral, TezTour, Mos Travel ve Pegas, Anex Tur'un destekleriyle "Antalya in Moscow" gecesi düzenleyerek  Antalya ile ilgili kış uykusuna yatmak üzere olan  Rus tatil manajerleri uyandılar…

 

Ruslar: “Uçak seferi koyun satalım...” Türkler: “Satın uçak koyalım” sözlerinin duyulduğu workshopta Rus acentelerle Türk turizmcileri müşterek kış programları ile ilgili ilk defa birbirlerinin yüzüne bağlayıcı olarak baktılar.

 

Krize ve kış uykusuna karsı ilaç gibi sözler:

 

Antalya Sevgisi = Tatil sevinci…

 

Sırada Almanya ve diğer ülkeler var. Yılda 65 milyon yolcunun uçtuğu Frankfurt havalimanında AKTOB tarafından Antalya tanıtım günleri düzenlenecek. Fraport'un destekleri ile Frankfurt'tan dünyanın dört köşesine uçan yolculara bir dilim Antalya tadı sunulacak.

 

AKTOB yine bir ilke imza atarak gelecek Nisan ayında Antalya'ya uçan tüm havayolu şirketleri Antalya'ya davet edilecek.

 

 TÜROFED büyük tur operatörleriyle değerlendirme toplantılarına devam edecek ve turist gönderen pazarların daha da gelişmesi için hareket ve aksiyon planları devreye sokulacak.

Hedef; Türkiye'ye turist gönderen tüm ülkelerle ve tüm tur operatörleriyle birlikte çok daha büyük katılımlı tanıtım ve pazarlama kampanyaları yapmak ve piyasaları devamlı hareketli ve heyecanlı tutmak.

 

Duran ve hareket edemeyeni Küresel kriz kamyon gibi ezer geçer.

 

2009 yılı her halükarda pazarlama tekniklerinde bazı yeniliklerin başlangıcı olacak.

 

Bekleyip göreceğiz.

 

Kesin olan bir şey var:

 

Biz Türkler kriz zamanlarında daha aktif ve yaratıcı olabiliyoruz. Daha hızlı hareket edip, piyasaları canlandırabiliyoruz.

 

Fiyat kırmaktan çok öte başka becerilerimizi de sergilememizin başlangıcındayız.

 

Bu kriz belki bizi yeni kaynaklara doğru kamçılayacak, bizlere değişik fırsatlar sunacak.

 

Bekleyip göreceğiz…




--
Hüseyin Baraner
Managing Director

TRAVEL NETWORK
Turizm Araştirma ve Strateji Merkezi
Zerdalilik Mah.,Burhanettin Onat Cad.No: 74/9, 2nci Ateş Apt.
Antalya/Türkiye
+90 0242 321 64 11 Fax: +90 0242 321 64 11  /
Mobile: +90 532 5570459 /+49 177 8387972
hbaraner@gmail.com     baraner@baraner.com
www.tourexpi.com      www.baraner.com, www.trav.io

Yayın Tarihi
06.10.2008
Bu makale 9440 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!