BAKIŞ

Monte Carlo out, Alanya in ve bakanımıza çağrı

Ekonomik kriz dünyanın gündemine oturdu.

Bir aydır yat kalk "Krizzzz"

Kime "merhaba" deseniz aldığınız cevap: Kriz

Ve yüzlerce soru:

Kriz bitti mi başlıyor mu? Değişik sektörlere nasıl etki yapacak?

İnsanlar eskisi gibi seyahat edecek mi?

Eğer kriz iyice ağırlaşırsa o zaman  hangi ülkeler, hangi, beldeler, hangi tür oteller tercih edilecek? 

2009 katolog satışlarına birkaç gün kala yurtdışı pazarlarda  bu konular hakim:

Sektör çalışanları arası karşılıklı fikir alışverişleri devam ediyor.

Ortak fikir: Hiçbirimiz tam olarak ne olacağını bilmiyoruz. -

Yorumlar, tahminler çok...

Tam bilen hiç yok:

 

Avrupa halkı ekonomi yazarlarına küsgün: Madem herşeyi çok iyi biliyordunuz da, neden bizleri daha önce uyarmadınız?

Avrupa halkı finans jonglör'lerine kızgın: Bankacılar cezalandırılsın. Hata yapan bedelini ödesin'

Avrupa halkı: kendi başbakanlarına, bakanlarına kırgın: siyasilere tam inanmıyorlar, güven duymuyorlar: "gelişmelere hakim değiller; finans dünyasının aritmetiğini, cambazlığını tam olarak anlamıyorlar; anlasalardı zaten zamanında önlem alırlardı" diyorlar..

 

Piyasalar tedirgin: Saat başı yeni bir kötü haber, her sabah insanları iyice karamsarlığa iten alışık olmadığımız ağır gazete manşetleri

Abartıya hep uzak duran Alman komuoyunu yönlendiren 3 ana derginin manşetleri bu sefer alarm sirenleri çalıyor:

 

Spiegel: Tatlı yaşam bitti: Almanları neler bekliyor?

Stern: Geleceğimiz güvende mi?

Focus: Paramızı nasıl koruyabiliriz?

 

Bu bulanık ortam Insanların, özellikle yaşlıların ve emeklilerin içini karartıyor.

Bu kadar sorunsuz gecen yıllardan sonra bukadar hazırlıksız krize yakalanan Almanlar  kriz öncesi kendilerine iyice acı ve korku yüklüyorlar: Bir nevi günah çıkarıyorlar

Ne diyelim:  Plan, program ve hesap virtüözü Almanlar'a bu durum hiç yakışmıyor, doğrusu.

Avrupa'da kolektif korku ve endişe toplumsal cesaretlenme ve umutlanma reflekslerini tetikliyor

Uçak korkusu olan kişilerin uçakta türbülans halinde birbirlerine cesaret vermeleri gibi bir durum hakim sokaklarda'

"Birşey olmaz, bir şey olmaz, bulutları geçiyoruz":

Ama şu an gerçek olan : Avrupa'da seyehat acentaları tedirgin. Beli gerekenden daha fazla...

FVW grubuna ait Travel Talk dergisinin bu hafta yaptığı araştırmaya göre Seyehat acentalarının yüzde 74'ü satışların azalacağına inanıyor.

Alman seyehat acentaları (DRV) yönetim kurulu üyesiAngelika Hummel'e göre:  "

Özellikle zaten seyahate çıkmakta zorlananların dar gelirlilerin  bu yıl tatile çıkamayacakları dile getiriyor ve çok ilginç birşey soruyor:

Bankalar kendilerini kontrol ettiklerinden çok daha fazla bizleri denetliyor:

Kredi almamız zorlaşabilir buda 2009 yılında seyahat acenta pazarında temizlenecek.. Ancak ve ancak İyi ve kalite acentalar ayakta kalabilecek."

 

Derpart yöneticilerinden Bernd Zillich: 

 "Seyahat acentalarının en büyük sorunu nakit akışında yaşayacakları sıkıntılar olacak. Borclu olanlar kerdı taksitlerinin faizlerini ödeyemez duruma düşecekler"

 " tek başınıza bu yükü taşıyacagınıza bir seyehat acentası kooperasyon zincirine dahil olun"

Üç bin seyahat acentasından oluşan RTK  zincirinin sahibi olan Raiffeisen Volksbank Alttöting yönetim kurulu üyesi Wolfgang Altmüller: kendi bankalarını sağlam olduğunu belirterek birikimlerinizi bizim bankaya getirin ve rahat uyuyun' çağrıda bulunuyor..

Buna karşılık  şirketlerin kredibilitesini kontrol eden Creditreform'un ekonomi araştırma grubu başkanı Michael Bretz: "

Kredi geri ödeme planını uzatmak veya yeni kredi almak isteyen seyehat acentalarının yapılarına ve karlılık oranlarına eskiye nazaran çok daha yakından bakılacak: 'Basel II planı' zaten son yıllarda kredi akışını iyicekontrol altına almıştı, ama şimdi durumi iyice ağırlaşıyor..."

 

Dresdnerbank Bavyera'nın eski Ceo'su Wolfram Schultheiss seyehat acentalarını ikaz ediyor:

 

"Yıl içersinde  yeni yatırımlarını nakit akışından kullananlar dikkatli olsun. Çeşme akmayabilir. Alman bankalarının kredilendirme güven reytinine göre en az güveninirliği olan sektörlerin başında :restoranlar, videothek'ler ve seyahat acentaları geliyor:

 

Yani iyi zamanda kredi alamayan şimdi hiç alamaz demek istiyor.  

Ve ilginç bir ekleme yapıyor:  

"Banklara göre turoperatörlerinin zaten krediye ihtiyacı olmaması gerekir. Zira parayı daha hizmeti vermeden müşteriden almış oluyorlar..."

Rusya bir bakalım: orada durum farklı:

Ekonomik kriz Rusya'da siyası yeraltı hesaplaşmalara kadar uzanıyor. Devlet oligarkların şirketlerine ortak olarak Rus zenginlerinin  boyunlarına tasma takıyor. Onlar "otur, kıpırdama" diye komut veriyor...Bizi aşan kendi iç hesaplaşmaları su üstüne çıkıyor..

Herşey o kadar kısa bir zamanda değişim gösteriyor ki,en kaba tahmin bile zor görünüyor.

Yine de,  küresel piyasalarından  ilk gerçek gelişmelerin haberleri gelmeye başlıyor:

İlk veriler hiç iç açıcı değil:

Marriott Hotels ve Starwood Hotels& Resorts piyasa değerinin yarısını kaybediyor. Shangri-La, Banyan Tree ve Hilton'da değer kaybediyor.Ritz Carlton Hawai deki 370 milyon dolarlık Kapalua projesini durduruyor. Para yok. Ortak Lehmann battı!

İş seyehatlerinde ilk düşüşler kayıtlara geçmeye başladı.  

Britsh Airways'de first ve business uçuşlarda eylül ayında yüzde 8,8'luk düşüş yaşandı.

Bu zamana kadar "10-15 yılda paramı geri alırım ve otelde benim olur " diyen küresel otel yatırımcıları şimdi bu işten kaçmaya başladılar. Kempinki, Four Season ve Hyatt gibi markalara eskisi gibi otel yapıp kiralayacak yatırımcılar azalacak. Asya'nın en tanınmamış ücra köşelerinden Afrika ormanlarına kadar hızlıca yayılan otel markaları kendilerini verimli ve hareketli yol kenarlarına ve güzergah'lara geri çekecekler. Buna mecbur kalacaklar..

Dubai'deki gelişmeleripek net göremiyoruz. Bildiğimiz tek şey. Dubai, Abu Dhabi'den acele olarak 30 milyar dolar kredi talebinde bulundu.

Dubai 'fractional ownership' 'Otel odası ortaklığı 'ile otel odalarını tek-tek satarak, para toplayarak yatırmlarını götüyördu,

Şimdi Dubai'de de soranlar çoğalıyor:

Yatırmcı ya  satın aldığı otel odasını daha otelin inşaatı itmeden satışa çıkarırsa?

 

O zaman ne olacak: Tabii  değerler ve fiyatlar tepetaklak olacak veya odaların fiyatları düşmesin diye Dubaili'ler odaları yüksek fiyat ödeyerek geri alacak.

 

Şöyle bir gazete ilanı düşünebiiyormusunuz?:

 

'Dübai'de sahibinden satılık 'kelepir lüks otel odası' 

 

Dünya'da sanal olarak dolaşan değerlerin çöküşü birçok yatırımı çatısız kaba inşaat olarak birkaç yıl daha bırakacağa benziyor.

 

Tahminler, gerçekler, abartılar, yalanlar, aç rüyalar sanal dünya'da iç-içe girmiş, yumak  olmuş ayıklamak, çözmek için zaman lazım.

 

Benim gördüğüm:

 

Piyasalarda lüks ve abartılı ürünlerin pazarlanmasının zorlaşacağı hakkında genel bir kanaat var.

 

Özellikle Maldiv, Seyşel, Maritius gibi adalarda boşluklar yaşanacağına kesin gözü ile bakılıyor.

 

2009 aile bütçe ve kasasına uygun güzel sahilli, bol yemekli, yabancıya dost yöreler yeniden keşfedilecek: Alanya, Side, kemer, Marmaris gibi yörelerin yıldızı parlayacak.

 

Bu gelişmeler Türkiye'nin önünü açabilir.

 

Birçok destinasyonda paranın gücü ile turizm  sektörü işlerken, bizler zaten 30 yıldır kendi yağımız ile kavrulmuyormuyuz.? 

Kim , hangi küresel güç sektörümüzde doğru dürüst buzamana kadar bir yatırım yapti ki?.

Bizdeki turizm emek  ordusu hiç bir ülkede yok. En çalışkan, en bu işi iyi bilen, en gönül vermiş turizm çalışanları bu ülkede.  

İyi ve kötü günde burda, bu ülkede.. 

iyi ve ötü sezonda bu ülkede  işinin başında..

Tek tük rezil işletmeleri kayda almayın.

Biz dünya ile bu işte rekabet edecek güçteyiz.

 

Bizdeki insan, emek, ilgi ve yabancıya hürmet ağı başka iç bir ülkede yok. Olamaz da. Oralarda paranın ve  finans kaynaklarının  gücü sektörü dengeliyor, bizde ise bitmeyen, tükenmeyen marathonik  azim.

Biraz daha gayret ile şaşkın ve tedirgin Avrupalıları gerçek turizm sahillerine Türk Ege'sine, Türk Rivierasına çekebiliriz.

Ceplerin ve ruhların bulanık olacağı gelecek  yıllarda iyi hizmet, turiste samimi ve dost yaklaşım ile yeniden yapılanarak pahalılıktan dolayı İspanya'dan, Italya'dan geri çekilecek tatilci ve 'best ager' ordularını bizim tarafa çekebiliriz.

 

Yeter ki uzmanca çalışmalar yapalım.

Piyasalara doğru davet ve dille yaklaşalım: Piyasaları ablukaya alalım. İlk 'tatil' diye laf edeni Türkiye'te çekelim. Türkiye'nin Avrupa ve Rusya pazarlarında muazzam bir  altyapısı var.

Buradan çalışkan ve azimkar, iyi iyetli bakanımız Ertuğrul Günay'a sesleniyorum:

Bakanlığımızın başkanlığında bir araya gelerek sektör olarak '2009 Piyasalar Aksiyon ve Hareket Planı' oluşturalım.

Bu çok özel fırsatlar süresini değerlendirelim.

Piyasalarda öne sıçrayalım..

Bu sefer tehlikeler başkalarına,  fırsatlar biz Türklere olsun...

Yayın Tarihi
20.10.2008
Bu makale 10332 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!