Palyaço

Küçükken saçlarımı kestirmekten nefret ederim. O koltuktaki her neyse beni hep korkutmuştur. Şimdilerde tek başıma gidiyorum saç kestirmeye.

Küçükken bana sürekli saçlarımı kestirmenin faydalarını anlatırdı. Bir defasında hiç bıkmadan bir hafta anlattığını hatırlıyorum. Ne kadar doğruydu bilmiyorum, ama benim saçlarımı kestirmem için söylediği onca cümlenin doğruluğuna annem ne kadar inanıyordu.

‘’Eğer saçını kestirmezsen büyüyemezsin ve kilo da alamazsın. Çünkü yediğin her şey saçlarına gidiyor. Arkadaşların, sevdiklerin büyürken sen bu boyda kalacaksın’’ dedi. Ne kadar üzüldüm anlatamam. Düşünsenize herkes büyüyecek ama ben küçücük kalacağım. Acaba bunlar doğru muydu? Ama annem neden yalan söylesin ki, o yalanı sevmiyordu. Hata da yapsam gerçekleri duymak isterdi.

Kafamda çok kurdum ama o sandalyeye oturmak istemiyordum. Ne yapacağımı bilemedim. Sabah uyanınca anneme ‘’tamam’’ dedim ‘’babam gelince saçlarımı kestirelim’’ evde bir bayram havası. Annem beni ikna etmişti o sandalyede ağlamayacaktım, annem de ağlatmadan saçlarımı kestirecekti. Kahvaltımızı yaptıktan sonra birlikte resim yaptık, annem çok güzel yapıyordu bense hiç beceremiyordum. Acaba o büyük diye mi yoksa annem,

‘’Resim yapmayı hiç beceremiyorum’’ derdi.

Bana kalsa dünyanın en büyük ressamıydı.

Umarım akşam olmazdı, babam nöbete kalırdı. Ama hiç beklediğim gibi olmadı, babam eve geldi. Annem kapıyı açar açmaz,

‘’Demir bugün saçlarını kestirmeye karar vermiş’’ dedi.

Babam: ‘’Aslan oğlum’’ diyerek beni kucakladı her şey için artık çok geçti. Pişman olmuştum ‘’tamam’’ dediğime. Ama artık söz vermiştim ve o saçlar kesilecekti.

Yemeğimizi yedikten sonra annem masayı toplarken ‘’Hadi siz de Ahmet amca ya gidip saçlarını kestirin’’ dedi. Ahmet amcayı hiç sevmiyorum. Bütün çocukları ağlatıyordu.

Babamla birlikte annemi evde bırakıp bir sokak aşağıda ki Ahmet amcaya gittik. Ahmet amca beni görünce pek sevinmese de; ’’Vay sen mi geldin, gel bakalım yakışıklı çocuk ağlamadan saçlarını keselim.’’ Şimdi pişmanlığım biraz daha artmıştı. Babamla göz işareti yaptılar, ben bir şey anlamadım. Ama çok pişmandım hem de çok.

Ağladım elbette ama sessizce, kimse görmesin diye başımı eğerek ağladım. Başka zaman olsa bağırarak ağlardım ama bu defa öyle yapamadım. Çünkü saçımı kestirmeyi ben istemiştim. Büyümek istiyordum, artık çok büyüyecektim.

Babam Ahmet amcaya işaret edip evde banyo yapacağımı söyleyerek beni indirdi o koltuktan. Ücretini ödedikten sonra önce kocaman bir öpücük verdi ardından,

‘’Aslan oğlum kocaman oldun bak artık ağlamıyorsun’’ diyerek evin yolunu tuttuk.

Bana sorun bakalım aslan mıyım dedim içimden, bence değilim siz görmeden çok ağladım…

Eve geldik kapıyı annem heyecanla açtı ve o da kocaman bir öpücük kondurdu,

‘’Aferin benim oğluma, büyüyor artık ağabey olacak’’ dedi.

Bense ağabey olmak istiyordum, ne de artık o koltuğa oturmak.

Sonra banyoya götürdü babam beni bir güzel yıkadı. Önceden hiç dikkatimi çekmemişti su çekildikçe duşta saçlarım kalıyordu. Ne kadar çok varmış. Babamla annem haklıymış eğer saçlarımı kestirmezsem gerçekten büyüyemeyecekmişim. Babam beni kuruladıktan sonra pijamalarımı giydirdi ve odama götürüp o gece onun okuması gereken hikâyemi okudu. Hepimiz kurtulmuştuk artık bu sorundan. Palyaçoma sarılarak hemen uyudum.

Sabah annem babamı gönderip salonda kitap okurdu, ardından uyanma saatim gelince mutfakta masayı hazırlardı. Ben de o gün erken uyandım ve sessizce gidip makası aldım geçtim odama. Palyaçomu uyandırdım zaten o da hemen uyandı. ‘’Hadi’’ dedim ‘’Saçlarını kesmemiz lazım ben bak akşam kestirdim. Ben büyürken senin küçük kalmanı istemiyorum, o yüzden saçlarını kesmemiz lazım.’’

 O da sessizce bana baktı.

Sonra yere oturdum bacaklarımın arasına onu oturttum, başladım saçlarını kesmeye. Ona bu haksızlığı yapamazdım ben büyürken en sevdiğim arkadaşım küçük kalacaktı. Ne kadar uğraştım bilmiyorum, ama çok güzel oldu. Annem uyandığımı fark edip masayı hazırlamıştı bile, bana birkaç kez seslendi ben de cevap vermedim. Çünkü işim vardı saçlarını düzeltiyordum dostumun. Ardından annem merak etti odama geldi. Gördüğüne inanamadı elimde makas vardı onun dikkatini ilk önce makas çekti.

‘’Annem ben sana bunlarla oynanmayacak demedim mi’’ dedi. Bense çok mutluydum.

‘’Ama anne yapmam gerekiyordu’’ dedim.

‘’İzin almalısın’’ dedi.

Ben de ‘’Kızarsın diye söylemedim’’ dedim.

O da makasla oynanmayacağını bir kez daha anlattı. Kendime zarar verebilirdim haklıydı. Sonra palyaçomu kaldırıp ona doğru uzattım,

‘’Bak anne saçlarını kestim.’’

Annem de şaşkınlık içinde,

‘’Aaa neden oğlum.’’

‘’Ben büyüyeceğim ve kocaman ağabey olacağım ama o minicik kalacak. Onun böyle küçük kalmasını istemiyorum.’’

Annem ne diyeceğini şaşırdı.

Sonra kucakladı beni ‘’güzel, akıllı kuzum’’ diye.

Komşu gelmişti hatırlıyorum annem ona anlatıyordu.

‘’Çocuklar ne kadar masum’’ diye, ben küçükken annem saçlarımı kestirmek için bana ‘’Büyüyemezsin’’ derdi. Ben de oğluma dedim ne kadar doğru bir şey yaptım bilmiyorum. Bu cümle ne kadar doğru onu da bilmiyorum. Çocukların masumiyeti işte!

Sonrasında ben biraz araştırma yaptım.

Bu olayın sadece bir söylenti olduğunu, bilimsel bir açıklaması olmadığını öğrendim. Ardından vücut sağlığının bozulunca, elbette ki saçlarında etkileneceğini öğrendim.

Sonrasında bunları anneme anlattım,

Annem; ‘’Oğlum ama çok inattın, saçlarını kestirmeyi sevmiyordun. Annemim bana söylediklerini sana söyledim. Özür dilerim dedi. Araştırıp sana anlatmam daha sağlıklı olacaktı. O anda aklıma sadece o geldi sende tüm masumluğunla inandın. Benim küçükken inandığım gibi.’’

Seni seviyorum.                                          

Yayın Tarihi
17.10.2017
Bu makale 3053 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!