Her canlı gibi benim de var oluşumun bir anlamı olduğuna ve bu dünyada bir görevim olduğuna inanıyorum. Bu nedenledir ki nokta kadar da olsa katma değer yaratmak, yararlı olduğumu hissetmek ve hayatıma anlam katmak istiyorum. Bazı erdemlerim olsun istiyorum ve kendimce çabalıyorum. En iyinin ve en doğrunun kendim olmadığına, hep birlikte en iyiye ve doğruya ulaşabileceğimize ve her insanın bu düşüncede ve çabada olduğuna inanmak istiyorum.
İyi bir ülkede yaşadığıma, tarihi ve kültürel değerlerimin olduğuna, atalarımızdan aldığımız bayrağı daha ileriye götürmemiz gerektiğine, her vatandaşın buna inandığına inanmak istiyorum.
İnsanların biraz olsun bilgilenmek istediğine, kafasının çalıştığına, her duyduğunu mantık sürecinden geçirmeye çalıştığına, başkalarını da anlamaya çalıştığına ve kabul etmese de saygı duyabileceğine inanmak istiyorum.
Dünün, iyisiyle-kötüsüyle dünde kaldığına, bugünüme ve yarınıma mazeret olmayacağına, Atatürk’ün yanında olmakla veya karşı olmakla gururlananların bunun arkasına saklanmadıklarına, ileriye yönelik projeksiyonlarının olabileceğine ve projeksiyonlarının da bir mantığı olduğuna inanmak istiyorum.
Yönetim sistemlerinin tamamında yasama, yürütme ve yargının olduğuna, ancak bunların demokratik biçimde ve bir birinden bağımsız şekilde çalışması gerektiğine ve basının bunu denetleyen dördüncü güç olduğunda anlamı olacağına, aksi takdirde insan sayısı kadar tanrı ve yasa koyucu olacağına, hiç olmazsa bu konulara emek vermiş insanların bunun farkında olduğuna inanmak istiyorum.
Her makamın imtiyaz değil hizmet bütünlüğü olduğuna, ülkeyi ve kurumları yönetenlerin bu bakış açısında olduklarına, amaçlarına, çabalarına ve ülkeye hizmet olduğuna, hak adıyla yola çıkan liderlerin eser miktarda da olsa hak duygularının olduğuna inanmak istiyorum.
Milli takımlarda oynayanların jetonlu makine olmadıklarına, oynarken bir parça milli duygularının ve utanma duygularının olduğuna inanmak istiyorum. Futbolun ve sporun bütün kurumları ile çökmediğine, servet ödenen sporcuların oynatılamayışının tezgah olmadığına, futbolculardan-yöneticilere, hakemlerden-yorumculara her kesin bir parça olsun ahlaki değerlerinin olduğuna inanmak istiyorum.
Tüketici haklarımın olduğuna ve bunu ihtiyaç halinde kullanabileceğime, satın aldığım bir hizmetten ayrılabileceğime, çağrı merkezlerine maymun olmayacağıma, bankaların yağmurlu havada şemsiyemi almayacağına ve bu haklarımın genel olarak korunduğuna inanmak istiyorum.
Kurumlara borçlarımı ödedikten sonra aldığım “borcu yoktur” evrakının bir anlamı olduğuna bundan sonra borcumun çıkmayacağına, kurum çalışanlarının hizmet için var olduklarına, benim onların, onların da benim vatandaşlık haklarıma saygılı olduğuna inanmak istiyorum.
Düne kadar polikliniklerde yerinde kalkmadan hastalıkların tamamına teşhis ve tanı koyabilen doktorların bugün en ufak şikayetimde bile yapılabilecek tüm tahlilleri yaptırmasında, o doktordan buna göndermesinde kötü niyet olmadığına, bunun benim sağlığım için olduğuna inanmak istiyorum.
Alemlerin rabbinin islamiyeti tüm insanlığa son ve hak din olarak gönderdiğine inanların alemlerden vazgeçtim hiç olmazsa kendilerini, ailelerini ve etraflarını anlayabilecek niyette ve çabada olduklarına ve bir hak kavramlarının ve felsefelerinin olduklarına inanmak istiyorum.
Bilim adına yola çıkanların, bilim adamı olanların, bilimsel makamları alanların hiç olmazsa bilimsel bakışlarının ve çabalarının olduğuna inanmak istiyorum.
Bir ülkede teröristlerin bu kadar rahat olamayacağına, 200 kişi ile en ağır silahlarla ve lojistik destekle sürekli operasyon yapamayacaklarına, istihbaratımızın, emniyetimizin, ordumuzun olduğuna, lafta değil somutta güçlü olduklarına, sokaktaki adamın düzenli ordudan daha yetenekli olamayacağına, yetenekli ise buna terörist denilemeyeceğine, kayıpların bir sonu olacağına, bu sorunu aşacak bitirecek güçte ve basirette olduğumuza inanmak istiyorum.
Israil’ in bir askerine karşılık yüzlerce Filistinli’ yi değer biçtiği bu günde, askerimin ve polisimin kelle olmadığına, değerinin bu olmadığına, bundan dolayı ülkemdeki yetkililer başta olmak üzere herkesin bundan üzgün olduğuna, bunun kaldırılması gereken bir utanç olduğuna, üzülmezsek ve önlem almazsak, dün bir sürü ödül alan liderlerle ve kurumlarla yönetilen Irak, Afganistan, Libya, Suriye, Mısır, gibi örneklerden farklı olmayacağımıza; Bu pozisyona düştüğümüzde, cinsiyetimizin, fikrimizin, zikrimizin, malımızın mülkümüzün ve kökenimizin bir anlamının olamayacağının herkes tarafından görüldüğüne inanmak istiyorum.
Bu ülkeye, insanlara ve devlete inanmak istiyorum.
İnançlarımın her gün yıpranmaması ve yıkılmaması gerektiğine, korunması, ileriye taşınması ve bir sürekliliğinin olması gerektiğine inanıyorum ve bu inancımı yitirmek istemiyorum.