Üşüşmüş vatanıma sermaye,
Kimliksiz, kişiliksiz,
Seyrediyor ülkem hazanını umarsız,
Zira..
Çokca da bilgisiz.
Direniyor kalemim,
Akibeti yazmayı,
Kolay değil anlatmak,
Yaşanılan hazanı.
Efendim; Türkiye Cumhuriyeti’nin “Cumhuriyet’imizin”, işleyişinin unsurlarınca seçilmiş iktidar partisi eliyle tasfiye ediliyor olduğundan bahsetmek gerek. Daha da ötesi anlatmak, yazmak, çizmek. Hasılı duyurmak gerek.
Bu kez münferit kitlesel protestolarla kimse ilgilenmiyor. Bunlar birer motif olarak yaşanmaya bırakılıyor. Ancak, artık daha büyük oynanıp;
- Kitlelere ulaşabilen yazarlar düzmece gerekçelerle susturularak etkisiz hale getirilip aynı zamanda diğer konuşacak olanlara da gözdağı veriliyor.
- Asli görevi sınırlarımızı olası dış tehditlere karşı korumak olan ordu da bir güzel etkisiz hale getiriliyor.
- Sonuç olarak da ortalıkta sen, ben, bizim oğlan kalıyoruz.
Ülkenin ellerini ve dahî ayaklarını da bağlayan iktidar ardından kendi ideolojisinin geriye dönük intikamını alma uygulamalarını başlatıyor.
Onu da çok önemli bir kavram olan “Demokrasi” nin, özüne tümden aykırı ve bir avuç insan tarafından ancak yazılıp çizilebilen bolca sulandırılmış dahası kurnazlık edilmiş söylemleri ile yaygınlaştırıp yapısal değişiklikler başlatılıyor.
Ülkede evlatlar ölüyor, sınırlar ihlâl edilmiş, televizyonda bir grup insan kayıkçı dövüşüne tutuşuyor. Ülkenin kurum ve kuruluşları yabancı sermayeye satılmış, vatandaş bir yandan da sermayeye secde ediyor.
Daha dün bir start veriliyor ülkemde. Başbakan düğmeye basıyor. Ülkeye duyuruyor. Eş zamanlı yıkımları göstere, göstere gerçekleştiriyor.
Sonuç; Cumhuriyet’in köklerine dinamit atılıp, yok ediliyor. Tasfiye gerçekleşmeye devam ediyor. Ne söylesek nafile..
Sağlıcakla..