Terörle yaşamayı öğrenmek

Bir yıl önce Paris’te 12 kişinin öldüğü, 11 kişinin yaralı kurtulduğu terör olaylarından sonra Erdoğan Fransa’ya “Sizin istihbarat teşkilatınız çalışmıyor mu?” demişti...

Haziran ayında Diyarbakır’daki bombalı saldırıda 5 kişi öldü, 400 kişi yaralandı. Polisin olaydan önce bombacıyı gözaltına aldığı ama sonra serbest bıraktığı iddia edildi...

Ekim ayında 109 kişinin öldüğü, 500 kişinin yaralandığı birinci Ankara bombasından sonra Başbakan, "Biliyorsunuz bu (canlı bomba), bir eylem hazırlığı içinde ama bunu gerçek bir eyleme dönüştürmedikçe (yani kendini patlatmadıkça) veya eylemin olabileceğine dair veri olmadıkça tutuklayamazsınız.”dedi...

Şubatta 29 kişinin ölüp 61 kişinin yaralandığı ikinci Ankara bombasından sonra hükümet sözcüsü, “Ölenler tesadüfen öldüler.” Diye açıklama yaptı...

Geçen hafta 37 kişinin ölüp 71 kişinin yaralandığı üçüncü Ankara bombasından sonra İçişleri Bakanı “Maalesef terör dünyanın her ülkesine yüzde yüz engellenebilen bir saldırı türü değil.” İtirafında bulundu...

Fransızlar kibar davrandılar, bize “İstihbaratımızın çalışıp çalışmadığını” sormadılar!

***

Ankara’da patlayan son bombanın parçaları henüz yere düşmemişti...

Kimi ücretli, kimi gönüllü iktidar yandaşları televizyon kanallarına dağıldılar...

Artan terör olayları için hükümeti sorumlu tutmanın ayıp, iktidarı suçlamanın vatan hainliği olduğunu anlatmaya başladılar. Sadece işlerine geldiği zaman hatırladıkları, “Birlik, beraberlik zamanı” laflarını kullandılar. “Terörle yaşamaya alışmamız gerektiği” konusunda bizi uyardılar.

*

Siyasi hayatlarını yerlerde devam ettirmeye çalışan birkaç eski solcu, CHP’yi yeni Anayasa çalışmalarında A.K.P.’ye destek vermeyerek gerilimi arttırmakla suçladı!

Yazın hayatlarına havuz medyasındaki yüksek maaşlı köşelerinde devam eden, kılık-kıyafeti düzeltmiş birkaç eski solcu yazar, onların bu sözlerine omuz verdiler!

Biz de, ana muhalefet partisinin asıl görevinin, siyaseti devamlı geren iktidar karşısında alttan almak olduğunu bu tiplerden öğrenmiş olduk!

*

Ak-troller, internette iktidarı eleştirenleri avlamaya çıkarıldılar!

Terör eylemlerine, patlayan bombalara ve kaybedilen canlara engel olamayan iktidarı eleştirenlere hakaretler yağdırdılar. Hep yaptıkları gibi vatan hainliğiyle suçladılar. “Biraz da öldürenleri eleştirsenize” falan dediler...

Bu ülkenin hala aklı başında kalmış insanları, 2002’de sıfırlanmış terörü kimin palazlandırdığını, teröristi suçlayıp kınayarak terörün ve ölümlerin engellenemeyeceğini gayet iyi bildikleri için, Ak-trolleri ciddiye almadılar!

*

İçişleri Bakanı bir önceki bombalamada, terörü tivit atarak kınadığı için çok kınanmıştı. Bu defa kınamadığı için kınanmadı!

Hükümet sözcüsü bu defa “Tesadüf” falan demedi. Ama “Ne gibi tedbirler alınacağı” kendisine sorulduğunda; “Hassas yerlerin ve kişilerin korunması için ilave tedbirler alınacağını" açıklayarak, vatandaşların “hassas kişi” sınıfına girmediğini çıtlatmış oldu!

*

Başbakan ve Cumhurbaşkanı cephesinde pek bir değişiklik olmadı. Benzer açıklamalar, benzer güvenlik toplantıları...

Sadece, Cumhurbaşkanı Ferhat Göçer konserini iptal etmek zorunda kaldı. “Başka zaman dinleriz artık” dedi!

***

Meclisimiz zaten Ankara’daki ikinci bombadan sonra etrafına bir duvar çekerek kendini koruma telaşına düşmüştü. Bu defa CHP Meclis Başkanına, MHP Başbakana koştu. HDP kınarımsı oldu...

***

Son sekiz ayımızın bu kısa özetinden sonra, halkımız ne yaptı bir de ona bakalım.

Patlamanın olduğu 13 Mart pazar gecesi, televizyonların en fazla izlenen programı ‘O Hayat Benim’ (Fox),  14 Mart pazartesi ‘Paramparça’ (Star) dizileri, 15 Mart Salı ‘Survivor’ (TV8) yarışma programı...

Özellikle Survivor programını iptal etmeyen kanala, kanal sahibine ve izleyenlere tepki gösterenler olduğunu görüp, duyuyorum...

İyi de kardeşim; Ne yapsın bu garip millet?

‘Survivor’, Türkçede; Kurtulan; Sağ kalan; Hayatta kalan; Geride kalan; Kazazede anlamlarına gelmiyor mu?

Vatandaş baktı ki tesadüfen yaşıyor. Hassas ve korunması gereken kişiler sınıfında sayılmıyor. Sekiz ay önce; “Huzur için, istikrar için bizi seçin. Yoksa kaos gelir” diyenler şimdi “Terörle yaşamaya alışın” diyorlar...

‘Hayat Benim’ deyip ‘Paramparça’yı ve ‘Survivor’ izleyerek, nasıl hayatta kalacağını, nasıl canını kurtaracağını öğrenmenin telaşına düştü!

Acun Ilıcalı programını iptal etmeyerek, halkımıza çoğu yetkilinin vermediği hizmeti vermiştir...

Bence eleştirilmemeli, aksine ödüllendirilmelidir!

Yayın Tarihi
18.03.2016
Bu makale 965 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!