Yeni Kurtuluş Savaşı

(Giriş ve Gelişme)

- İsmet sen Yunanlılarla, Kâzım sen de Ermenilerle gizli bir görüşme ayarlayın. Şöyle Oslo-moslo gibi uzak bir yer seçin ki, adamlarla görüştüğümüz ortaya çıkmasın. Yine de yakalanırsanız, ben “Görüşen şerefsizdir’ der, inkâr ederim...

Celâl Bey’e de haber salın; Birliklerimize esir düşen Yunan General Sayın Trikupis’i zindan adasındaki makamında ziyaret etsin. Aldığı kellelerin hesabını sorsun. Bize ne gibi bir yardımı olabilir, ağzını yoklasın. Onlarla şöyle ortada bir yerde anlaşalım. Açılım saçılım istiyorlarsa da elimizden geleni yapar, hem açar hem saçarız!

- İsabet buyurdunuz Paşam. Zaten Sayın Trikupis’in olayları okuma kabiliyeti ve tecrübesi vardır. Bizim önümüzü açar. Gençliğinde 5 vakit kiliseye gidermiş. Ayriyeten halk arasında da “Artık şehit cenazesi görmek istemiyoruz” diye mırıldanmalar başladı.

- O mırıldananlara söyleyin, askerlik yan gelip yatma yeri değildir. Onlara yatmayı değil, şehit olarak mutlu bir şekilde ölmeyi emrediyorum!

- Hüloooğ Paşam, söyleriz!

- Benim zırhlı vapurumu hazırlasınlar. Samsun’a gidip seçim mitingi yapacağım. Valiye telgraf çekin, birkaç tesis açılışı ayarlasın. Daha önce açtıklarımdan da olabilir... Topal Osman korunmam için en iyilerinden 1500 zabıta ayarlasın. Üç yüz- beş yüz kadar zabıta da önceden Samsun’a gitsin. Bizi protesto etme ihtimali olan şahısları karakolda göz hapsine alsınlar. Halkın arasına bol miktarda sivil zabıta falan yerleştirilsin. Ben Kurtuluş Savaşını tamamlamadan gidersem, bitecek devlet bile bulamazsınız!

- Emredersiniz Reis. Pardon; Emredersiniz Paşam... Efendim, bir konu daha vardı; Muhaliflerimize karşı Balyoz ve Ergenekon pusularını kurup yolumuzdaki engebeleri kaldıran Çerkez Feto çetesinin bize karşı ayaklanma hazırlıklarına başladıkları istihbaratını aldık.

- Vay Haşhaşiler vayyyy. Ne istediler de vermedik? Seferberlik çağrısı yapıyorum. Hemen Dahiliye ve Müdafaa vekillerini uyarın, cemaat meydan muharebesi için hazırlıklara başlasınlar. Tüm yandaşlarımız ve kalemşorlarımız askere alınsınlar. Adalet Vekili de İstiklal Mahkemelerini kurup başına güvenilir yargıçlar atasın. İnlerine girelim şunların!

- Paşam, Güneydoğu cephemizde bizi zorlayan Ruslarla ilgili bir emriniz olacak mı?

- Ne güneydoğusu ya? Ruslar bizim kuzeyimizde değiller miydi?

- Efendim biz mevcut kralı devirmek için Suriye’yi kurcalayınca, Ruslar da kralı korumak için oraya asker, uçak falan yığdılar.

- Bir uçaklarını düşürün kerataların. Dünyanın beşten büyük olduğunu görsünler!

- Oldu bilin Paşam. Zabıtalarınız vekillerini darp edince, Ekvador Hükümeti de bize nota verdi...

- Şimdilik almaza yatın. Şu elimizdeki savaşlar bitince, bir de Güney Amerika cephesi açarız!

- Emredersiniz Paşam. Bu Kürtlerle mutabakat işinde de epey yol aldık. Üzerlerindeki baskıyı azalttık. ‘Açılım’ dedik. ‘Analar ağlamasın’ dedik. Heyet-i Nasiha kurup Anadolu ve Rumeli vilayetlerine salarak halkın gazını almalarını sağladık. Bilhassa siz bayram kutlamalarına katıldınız. Türkücüleriyle türkü çığırdınız. Ancaaak, Celal Bey’den gelen son haberler çok iyi değil. Bunlar hala sizin Riyasetiniz konusunda direnirlermiş. Liderleri, siz için “Seni Riyasetpenah yaptırmayacağız!” der dururmuş. Bu durumda ne emredersiniz?

- Öyle miii? O zaman; Geldikleri gibi giderler... Ordular! İlk hedefiniz güneydoğu’dur. İleri!

***

Savaşın “sonuç” bölümü gelecek yazıda...

Yayın Tarihi
22.03.2016
Bu makale 2173 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!