Yeni Kurtuluş Savaşı (Sonuç)

Kurtuluş Savaşı verebilmek için, vatan topraklarının işgal edilmiş olması gerekiyor!

Güney Doğu’da terör örgütü şehirleri ve ilçeleri ele geçirip, silah yığarken, hendekler kazıp, siperler hazırlayıp, bombalar yerleştirirken, yolları kesip kimlik kontrolleri yaparken gözlerini yumacaksın...

Yunanlılar, Ege Denizinde bize ait adacıklara yerleşip, karakol inşa edip, bayraklarını dikerken ses etmeyeceksin...

Devleti, adaleti, emniyeti, cemaate ellerinle teslim edeceksin!

***

Gerçek Kurtuluş Savaşımızda, içte; Ayaklanma çıkaran ve yağmaya girişen bozguncularla; Orduya ait silah ve mühimmatı çalanlarla; Casuslarla; Asker kaçaklarıyla; Çeşitli bölgelerde isyan eden Ermeni ve Rumlarla; Millî Mücadele'yi engellemek isteyen Padişahla, Şeyhülislamla, İstanbul Hükümetiyle ve onların propagandacılarıyla mücadele ettik.

Dışta; Doğu Cephesinde Rus ve Ermenilerle savaştık. Gürcistan’la sınır çatışmalarımız oldu. Güney Cephesinde Molla Mehmet Karayılan Antep’te, Ali Saip Urfa’da, Sütçü İmam Maraş’ta, Fransız, Cezayir ve Ermeni Askerlerinden oluşan Fransız lejyoner birlikleriyle savaştılar. Batı Cephesinde Yunanlılarla ve isyan edip Yunanlılara katılan Çerkez Ethem birlikleriyle savaşıldı. Ülkemizi işgal eden İngiliz ve İtalyanlar ise silahlı bir çatışma olmadan ülkemizi terk etmek zorunda kaldılar.

***

2002’den bu yana...

İçte; Asker; Cumhuriyetçiler; Laikler; Atatürkçüler; İçki-sigara içenler; Sokakta kahkaha atan kadınlar; Mini etekli kızlar; Kızlı erkekli gruplar; Cemaat; Adalet; Kürtler; Aleviler; Bildiri imzalayan akademisyenler; Zam isteyen memurlar; İş ve kadro isteyen işçiler; Monşer dedikleri Dış İşleri mensupları; 1 Mayıs kutlamak isteyen emekçiler; Ağaç kesilmesini ve AVM yapılmasını istemeyen çevreciler; Doğru, dürüst haber yapan gazeteciler; Muhalefet yapan aydınlar; Yaylalarını, akarsularını, dağlarını, ormanlarını korumaya çalışan köylüler; Baskı altında yaşamak istemeyen yüzde 50’yle uğraşıyorlar...

Dışta; Suriye’yle, Mısır’la, Libya’yla, Rusya’yla, İran’la, Ermenistan’la, bir ara Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetiyle, İsrail’le, Çin’le, Danimarka’yla, Ekvador’la, Almanya’yla, Fransa’yla, Belçika’yla, Amerika’yla atışıp duruyorlar...

Çekik gözlüler geldi, saldırıp dövmeye kalktık; İrlandalı geldi, tüm bir mahallenin esnafı adama saldırdı; İtalyan kadın turiste tecavüz edip öldürdük; Amerika vatandaşlarına “Türkiye’ye gitmeyin” diyor; Almanlar terör korkusuyla konsolosluk ve okullarını kapatıyorlar; Rusları kovmaktan beter ettik;  İngiliz öğretim görevlisini sınır dışı ettik; Alman Der Spiegel muhabirine akreditasyon vermedik; Erdoğan “İsrailli turist gelmesin” dedi. Savaştan kaçıp bize sığınan Suriyeli mültecilerin bir kısmını Avrupa’ya gönderdik...

Yani; Gerçek Kurtuluş Savaşımızda bu kadar çok iç düşman yaratıp, bu kadar fazla yabancıyı vatan topraklarından uzaklaştırmayı başaramamıştık!

***

Bir de, satmış olduğumuz;

Türk Telekom’u Araplardan; Telsim’i İngilizlerden; Tekel'i Amerikalı ve İngilizlerden; Beymen ve Garanti’nin yarısını Amerikalılardan; Kuşadası Limanını ve CBank’ı İsraillilerden; İzmir Limanını Hong Konglulardan; Araç muayene işini ve Demir Döküm’ü Almanlardan; İzocam’ı, Döktaş’ı, Başak Sigortayı ve TEB’i Fransızlardan; Adabank’ı ve Türkiye Finansı Kuveytlilerden; Avea’yı Lübnanlılardan; Petkim’i Azerilerden; Finansbank’ı Katarlılardan; Oyakbank’ı ve Dışbank’ı Hollandalılardan; Denizbank’ı Belçikalılardan; MNG Bank’ı Yunanlılardan; Şekerbank’ı Kazaklardan; Yapı Kredi'nin yarısını İtalyanlardan; Turkcell'in yarısını Finliler ve Ruslardan; POAŞ’ı ve Enerjisan'ın yarısını Avusturyalılardan; Eczacıbaşı İlaç’ı Çeklerden geri alabilirsek...

A.K.P. iktidarının yasayı değiştirmesi sonucunda yabancılara sattığımız 90 milyon metrekare’nin üzerindeki vatan toprağına ve 100 bin üzerindeki taşınmaza tekrar sahip olabilirsek...

Sınırımızın dibine kaçırdığımız Süleyman Şah Türbesini tekrar eski toprağına taşıyıp, Ege’deki adalarımıza el koyan Yunanlıları kovalayabilirsek...

İthal ettiğimiz samanımızı, kırmızı etimizi kendimiz yetiştirebilirsek...

Suçlumuzu Amerika yerine kendimiz yargılayıp, bomba ihbarını Almanlar yerine kendi istihbaratımızdan alabilirsek...

Bizi esir alan cehaletten kurtulabilirsek...

Yeni bir “İstiklal Marşı” yazsak yeridir!

Yayın Tarihi
24.03.2016
Bu makale 1646 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!