ÇEVRE

ZEYTİNLİKLERİMİZE KIYMAYIN

Antalya Kent Konseyi, TBMM'de görüşülmekte olan yasa tasarısındaki tartışmaları maddelerin geri çekilmesi istedi.

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nca 17 Mayıs’ta meclise sunulan ve zeytin sahalarının yatırıma açılmasına ilişkin düzenlemeyi içeren, ‘Sanayinin geliştirilmesi ve üretimin desteklenmesi’ yasa tasarısına tepkiler sürüyor. Antalya Kent Konseyi Yürütme Kurulu’nca da hazırlanan konuyla ilgili raporda, söz konusu düzenlemenin ülkemizdeki zeytinlikleri hedef aldığı ileri sürülerek, kamuoyunda yoğun tartışmalara neden olan maddelerin tasarıdan çıkarılması gerektiğine dikkat çekildi.

500 BİN ÜRETİCİ AİLEYİ ETKİLEYECEK

Türkiye’nin, bulunduğu coğrafi konum ve sahip olduğu iklim özellikleri nedeniyle çok önemli bir zeytin üreticisi ülke konumunda olduğuna işaret edilen raporda, “Akdeniz, Ege ve Marmara bölgelerinde 800 bin hektar alanda 170 milyona yakın ağaç miktarıyla İspanya ve İtalya’dan sonra üçüncü sıradadır. Ege ve Marmara bölgelerinde zeytin üretimi daha düzenli ve kapalı bahçeler şeklindedir.  Akdeniz bölgesinde ve özellikle Antalya’nın batı ve doğu ilçelerinde ise denize yakın alandan 800 metre yüksekliklere kadar olan yamaçlarında, delice ağırlıklı makilik ve aşılanmış zeytinlikler olarak önümüze çıkar. Ülkemizde yaklaşık 500 bin üretici aile geçimini tümüyle zeytincilikten sağlamaktadır. 1 milyon 200 bin tarım işçisi zeytincilik dolayısıyla iş olanağı bulmaktadır. Zeytin ve zeytinyağı sektörü bütün olarak düşünüldüğünde, 10 milyon vatandaşımız geçimini bu sektörden sağlamaktadır” ifadelerine yer veriliyor.

YASAYA AYKIRI

Zeytin üretimini destekleyen ve koruyan bir yasa olan 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılanması Hakkındaki Kanun’un son beş yılda defalarca değiştirilmeye çalışıldığına da dikkat çekilen raporda, 2012 yılında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yasaya aykırı olarak çıkardığı yönetmelikle, Bilim, Sanayi ve Teknoloji bakanlığına destek vermiş, ancak yönetmelik Danıştay tarafından iptal edilmiştir. Şimdi iptal edilen bu yönetmelik içeriği kanun değişikliği olarak tekrar gündeme getirilmiştir” denildi.

ZEYTİNLİKLERİ YOK EDECEK

Antalya Kent Konseyi Yürütme Kurulu’nun raporunda, değiştirilmesi öngörülen kanun maddeleriyle ilgili görüşler ise şöyle sıralandı:

MADDE 1: Dekarda 15 adet altında kültür veya yabani zeytin ağacının bulunması halinde, alanın zeytinlik olarak kabul edilmemesi, zeytinliklerimizin büyük bölümünün yok olmasına neden olacaktır. Bu da üretimimizi ciddi oranda düşürecektir. Yapılacak değişiklik bu alanların tarım dışına çıkarılmasına yol açacaktır. Rantın yüksek olduğu Antalya gibi yerlerde zeytinliklerimiz hızla yapılaşmaya ve tarım dışı uygulamalara açık hale gelecektir. Zeytincilikte rakiplerimiz olan İspanya ve İtalya’da dekarda 3 adet ve üzeri zeytin ağacının olduğu alanlar zeytinlik olarak kabul edilmektedir.

KORUMA KURULLARININ KORUMAYAN KARARARLARI!..

Yasa değişikliği ile “Zeytinlik Sahaları Koruma Kurulu” oluşturulmaktadır. Benzer kurul; 5403 sayılı “Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı” kanununa göre “Toprak Koruma Kurulları” adında bütün illerde vardır. Ne yazık ki bu kurullar tarım alanlarının korunmasından ziyade amaç dışı kullanımına da onay veren kurumlar halini almışlardır. Bu kurullarda çoğu zaman “Kamu Yararı” konusu tarım toprakları aleyhine işletilmiştir.

MADDE 14:Yürürlükteki yasanın 14. maddesinde yer alan “zeytin sahalarına en az bir kilometre yakınlıkta koyun ve keçi ağılı yapılması yasaktır ibaresi” yeni taslakla kaldırılmıştır. Değişiklik taslağı ile hapis cezası da kaldırılmış, bunun yerine sadece para cezası konulmuştur. Bu değişiklik, zeytinliklere zarar verilmesini önlemiş olmayacaktır, hatta bu ağılların yapılmasını teşvik ederek zeytinliklerin daha fazla zarar görmesine sebep olacaktır.

MADDE 20:Mevcut Yasadaki zeytinliklere 3 km mesafede, zeytinliklere zarar verebilecek tesislerin ve yatırımların kurulması kesinlikle yasaklanırken, değişiklikle bu madde esnetilmiş, oluşturulan “Zeytin sahaları Koruma Kurulu” marifetiyle bu alanların zeytinlik ve tarım dışına çıkarılmasına olanak sağlanmıştır. Taslak değişiklikte öngörülen “Zeytinlik Sahaları Koruma Kurulu” oluşumu daha önce 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı kanunundaki Toprak Koruma Kurullarının benzeridir. Kurul, yine kamu ve bürokrat ağırlıklı bir oluşumdur.

Ayrıca taslak da yer alan kamu yararı ibaresinin çok genel ve soyut kaldığı, herhangi bir ölçüsü olmadığı, her türlü yatırım için ilgili bakanlıkça kamu yararı kararı alınabileceği görülmektedir. Bu durumda herhangi bir bakanlığın vereceği kamu yararı görüşü doğrultusunda zeytinlik alanlarının yok olmasının önü açılabilecektir. Hatta Bakanlık yetkisine verilmekle kalınmamış kamu yararı verme yetkisi Valiliklere bırakılmıştır.

Sonuç olarak; Zeytinlik Sahalarının bugüne kadar olduğu gibi yasa ile korunması esastır. Gücünü yasadan almayan bir koruma anlayışının, Kurul’daki kişi ve kuruluşların inisiyatifine bırakılması doğru değildir.

İlgili yasa değişikliğinin yürürlüğe girmesi ile özellikle kırsal bölgelerin istihdamına önemli katkı sağlayan zeytincilik zarar görecek, ülkemizin işsizlik oranı daha da artacaktır. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının 17 Mayıs 2017 tarihinde meclise sunduğu; Sanayinin geliştirilmesi ve üretimin desteklenmesi amacıyla, bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanun tasarıları içerisinden, 3573 sayılı “Zeytinciliğin ıslahı ve Yabanilerin aşılanması” hakkındaki kanunun çıkarılması gerekir.

 

DEĞİŞİKLİKLERLE İLGİLİ  GÖRÜŞLER

MADDE 1:

Dekarda 15 adet altında kültür veya yabani zeytin ağacının bulunması halinde, alanın zeytinlik olarak kabul edilmemesi, zeytinliklerimizin büyük bölümünün yok olmasına neden olacaktır. Bu da üretimimizi ciddi oranda düşürecektir. Yapılacak değişiklik bu alanların tarım dışına çıkarılmasına yol açacaktır. Rantın yüksek olduğu Antalya gibi yerlerde zeytinliklerimiz hızla yapılaşmaya ve tarım dışı uygulamalara açık hale gelecektir. Zeytincilikte rakiplerimiz olan İspanya ve İtalya’da dekarda 3 adet ve üzeri zeytin ağacının olduğu alanlar zeytinlik olarak kabul edilmektedir.

Yasa değişikliği ile “Zeytinlik Sahaları Koruma Kurulu” oluşturulmaktadır. Benzer kurul;5403 sayılı “Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı” kanununa göre “Toprak Koruma Kurulları” adında bütün illerde vardır. Ne yazık ki bu kurullar tarım alanlarının korunmasından ziyade amaç dışı kullanımına da onay veren kurumlar halini almışlardır. Bu kurullarda çoğu zaman “Kamu Yararı” konusu tarım toprakları aleyhine işletilmiştir.

MADDE 14:

Yürürlükteki yasanın 14. maddesinde yer alan “zeytin sahalarına en az bir kilometre yakınlıkta koyun ve keçi ağılı yapılması yasaktır ibaresi” yeni taslakla kaldırılmıştır. Değişiklik taslağı ile hapis cezası da kaldırılmış, bunun yerine sadece para cezası konulmuştur. Bu değişiklik, zeytinliklere zarar verilmesini önlemiş olmayacaktır, hatta bu ağılların yapılmasını teşvik ederek zeytinliklerin daha fazla zarar görmesine sebep olacaktır.

MADDE 20:

Mevcut Yasadaki zeytinliklere 3 km mesafede, zeytinliklere zarar verebilecek tesislerin ve yatırımların kurulması kesinlikle yasaklanırken, değişiklikle bu madde esnetilmiş, oluşturulan “Zeytin sahaları Koruma Kurulu” marifetiyle bu alanların zeytinlik ve tarım dışına çıkarılmasına olanak sağlanmıştır.

Taslak değişiklikte öngörülen “Zeytinlik Sahaları Koruma Kurulu” oluşumu daha önce 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı kanunundaki Toprak Koruma Kurullarının benzeridir. Kurul, yine kamu ve bürokrat ağırlıklı bir oluşumdur.

Ayrıca taslak da yer alan kamu yararı ibaresinin çok genel ve soyut kaldığı, herhangi bir ölçüsü olmadığı, her türlü yatırım için ilgili bakanlıkça kamu yararı kararı alınabileceği görülmektedir. Bu durumda herhangi bir bakanlığın vereceği kamu yararı görüşü doğrultusunda zeytinlik alanlarının yok olmasının önü açılabilecektir. Hatta Bakanlık yetkisine verilmekle kalınmamış kamu yararı verme yetkisi Valiliklere bırakılmıştır.

SONUÇ

Zeytinlik Sahalarının bugüne kadar olduğu gibi yasa ile korunması esastır. Gücünü yasadan almayan bir koruma anlayışının, Kurul’daki kişi ve kuruluşların inisiyatifine bırakılması doğru değildir.

Zeytinlik alanlarının, alandaki zeytin ağacı sayısını düzenleyerek zeytinlik sahası olmaktan çıkarılması ve oluşturulacak kurul marifetiyle zeytinliklerde tarım dışı tesislerin kurulmasına izin vermek bu ülke zeytinciliğine ve tarımına zarar verecektir. Bu yasa değişikliği  bu alanların tarım dışına çıkarılmasını sağlayacaktır.

Bu yasa değişikliği kabul edildiği taktirde; gerek kamu, gerekse de özel yatırımlar ile gelişmekte olan ülkemiz zeytin ve zeytinyağı üretimi olumsuz yönde etkilenecek ve 450 bin ton üretim ile Dünya ikinciliği hedefinin tutturulması yolunda sorun yaşanacaktır. Sağlık faydalarının bilinirliğinin artması ile son dönemde tüketimi artmakta olan zeytinyağının imajı zeytinlik alanların yakınında yapılacak madencilik ve benzeri çevresel zararları olan faaliyetler nedeni ile olumsuz etkilenecek ve tüketimin azalması halinde ise toplum sağlığı zarar görecektir.

İlgili yasa değişikliğinin yürürlüğe girmesi ile özellikle kırsal bölgelerin istihdamına önemli katkı sağlayan zeytincilik zarar görecek, ülkemizin işsizlik oranı daha da artacaktır.

Sonuç olarak; Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının 17 Mayıs 2017 tarihinde meclise sunduğu; Sanayinin geliştirilmesi ve üretimin desteklenmesi amacıyla, bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanun tasarıları içerisinden, 3573 sayılı “Zeytinciliğin ıslahı ve Yabanilerin aşılanması” hakkındaki kanununçıkarılması gerekir.

 

ANTALYA KENT KONSEYİ YÜRÜTME  KURULU

 

Yayın Tarihi
01.06.2017
Bu haber 621 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu habere ilk yorumu yazan siz olun.

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!