İçi boş bir paket olan demokratik açılımın sanırım içi doldurulmuş olacak ki TBMM gündemine getirilmeye karar verildi. Tespit edilen tarih hükümetin sözcüsü, Devlet bakanı, Başbakan Yardımcısı olan Cemil Çiçek tarafından açıklandığında yoğun eleştirilere maruz kaldı. İlk bakışta bu eleştirilere hak vermemek mümkün değildi. Seçilen tarih 10 Kasım’dı.. Türk Milleti için hassas olan bir tarihti. Ulu Önder M. Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümünde böyle bir açılım paketinin gündeme getirilmesi şüphesiz çok tartışılacak bir konuydu.. Hem ordunun hem de Atatürk’ün vesayetinden kurtulmanın “pr” çalışmaları yapıldığı bir dönemde tepkilerde çok normaldi. Bakan açıkladı; 10 kasım’da Meclis gündemine taşıyacağız! Muhalefet lideri Baykal, grup konuşmalarında bu tarihte “açılım”ın konuşulmasını “Birisi bilerek bir şey mi ima etmeye çalışıyor?” yönünde bir beyanatla isabetsiz bulduğunu açıklıyor. Bahçeli de Meclis gündemine 10 Kasım’da gündemde yer almasını “dikkati çekici ve düşündürücü” bulduğunu ifade ederek tepki veriyor..
Şüphelendim. “Sizin yarın ne yapacağınız belli olmaz” diyen Baykal’a bir kez olsun katılıyorum. Araştırmaya karar verip farklı bir şeyin ima edildiğini iddia edeceğim..
Ancak önce; Gazetelerden aldığım açıklamaları aşağıda özetleyerek vereceğim. İddiam yazının sonunda!
Hükümet Sözcüsü Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek;
''Milli birlik ve beraberliğimizin, kardeşliğimizin daha da kökleşmesi için Demokratik Açılım süreci var. Bu süreçle ilgili olarak TBMM'de bir değerlendirme, bilgilendirme yapılacağı ifade edilmişti. Önümüzdeki salı günü yani 10 Kasım'a denk geliyor, 'muhtemelen' diyoruz, çünkü bu TBMM'nin gündemidir, siyasi partilerimizin guruplarıyla da görüşmek suretiyle önümüzdeki hafta içinde bu konuyu gündeme getirmiş olabileceğiz. Hükümet olarak böyle bir talebimiz var' dedi..
CHP Genel Başkanı Baykal;
"Bu gizlilik hayra alamet sayılabilir mi? Neden çekiniyorlar, korkuyorlar? Birden bire program yapıldı, 10 Kasım. Niye 10 Kasım?"
"Kürt açılımı" olarak nitelendirdiği "demokratik açılım" konusunun Meclise, 10 Kasım’da geleceğini belirterek, "(29 Ekim’i veremedik, 10 Kasım yapalım mı?) diyorlar"
"Birisi bilerek bir şey mi ima etmeye çalışıyor? ’Atatürk artık aramızdan ayrıldı, şimdi biz bunları yapabiliriz mi’ demek istiyor? Eğer öyleyse, bunun anlamını hep beraber tespit ediyoruz. Eğer bu açılım TBMM’ye gelecekse, Türk bayrağının yarıya indiği bir gün getirilmiş olmasının da çok özel bir anlamı vardır. Türk bayrağının yarıya indirildiği bir günde, Mecliste biz bu açılımı konuşacağız"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli;
Atatürk'ün ölüm yıldönümünde, Cumhuriyetin varlığının tartışılacak olmasının dikkati çekici ve düşündürücü” dedi.
Siyasi liderlerimiz “demokratik açılım”ın piyasaya sürüm için ilan edilen günün Atatürk’ün ölüm yıldönümü 10 Kasım 1938 gününe ait açıklamaları böyle. Açıklamanın özellikle bugüne yani, Atatürk’ün ölüm yıldönümüne denk getirildiği sanılıyor. Öyle mi dersiniz? Bunca zamandır “merak uyandırma” ile başlayıp, test aşamasında “beta” sürümü gibi ortalıkta dolaşan “demokratik açılım”ın TBMM gündemine getirilmesi için 10 Kasım yani Atatürk’ün ölüm yıldönümü özellikle mi seçilmiştir?
Yada özellikle seçilmiş başka bir şey daha olabilir mi? Başbakan her fırsatta “açılım” şovunu yaparken sağdan soldan pek çok ismi de kullanarak “Biz Birlikte Türkiye’yiz...” demiyor muydu? Kimlerle “bir Türkiye” olduğumuzu 86 yıllık cumhuriyet tarihimizde anlamış olmalıydık.. Gelişi güzel isimleri ardı ardına sıralamakla Türkiye olunmuyor maalesef!
Neyse konumuza dönelim;
Gün boyunca, tarihin sayfalarında bir yerde “neden 10 Kasım?” sorusuna cevap aradım. Hükümetin bu “demokratik açılım” ürünü için daha iddialı bir tarihe ihtiyacı olmalıydı. Bu tarihin 29 Ekim ne de 10 Kasım 1938’le ilişkisi olamazdı!
O zaman buyurun tarihin tozlu sayfalarına.. 72 yıl öncesine uzanacağız.. Tarih 10 Kasım 1937.. Kısaca; “Seyit Rıza, Dersim isyanından dolayı yakalandı, yargılandı ve 10 Kasım 1937’de idam edilmesine karar verilip 18 Kasım 1937’de bir şafak vakti idam edilmiştir.” Tanıklar ve tarih böyle diyor. Demek ki bu tarih tesadüf değil! Bir yanda vesayetten kurtulmanın tarihi diğer yandan da ateşle oynayarak “taziye” ve “özür” dileme mesajları mı verilmeye çalışılıyor?
Farkında mısınız; Her iki 10 Kasım ile mesaj kimlere verildiği ortada değil mi?
husamettinoguz@yeryuzudiyalog.com