Ülke futbolumuzun en yetkilisi
Futbol Federasyonu’muzdan tutun da, UEFA’nın ikinci en yetkilisi Şenes Erzik’e
kadar herkes, “Şike olayı yok, yapılmadı”
göstermişlerdi kamuoyuna; Fenerbahçe yöneticileri
ceza yemeden “şikeden/iddialarından”
kurtuldu, uluslararası ceza yenmeden ‘sıyırıldı’
zannediyorduk da!.
Durum tam da buyken, aniden
kucağımızda; Michel Platini’nin,
F.Bahçe ve Beşiktaş’la ilgili dosyalar için düğmeye basmasını (!), haliyle de, ‘ferman’ olan, “kurumlarla kişilerin ayrılması gereğini” değil de, aksine, ‘birleştirilmesi(Gezi) gereğini’ bulduk
kucağımızda!.
Ortaya çıkan ‘UEFA saldırısı’ karşısında, Beşiktaş Kulübü ne düşünüyor bilemem
de, Fenerbahçe Kulübü’nün bugünlerde bir basın toplantısı yapacağını -haliyle kendini savunacağını- basında
okumuş bulunuyoruz. Bendeniz, ‘şike’ denilen hadisenin kulüpler ve kişiler tarafında değilim; sadece
iki şey söyleyip kendi sahama; değerlendirmek
istediğim asıl alana gireceğim..
Şike ‘iddiaları’ sürecinde -futbolculuğundan
beri kendisini gıyabında sevip efendi bir insan olarak kabul ettiğim- Aykut
Kocaman; -Sahada şike yoktu, futbolcular alınterleri ile şampiyonluğu kazandılar
iddiasında bulunuyor, bu görüşü telegol zemininde de, Ziya Şengül savunup
duruyordu.
Trabzonspor yönetimi bu ‘yanlış savunmaya’ cevap ver(e)medi zannediyorum;
Ben şimdi bu satırlarımla;
Fenerbahçe’nin antrenörü ve futbolcularının, ‘şike yapmadıklarını da’
kabul ederek,“ykut Kocaman
kardeşime ve Ziya Şengül ağabeyime soruyor ve diyorum ki: Eğer (varsayalım ki) Fenerbahçe
yöneticileri, ‘şike yapmışlarsa’,
yaptıkları bu ‘şike’den gelen ‘katkı’; Aykut Kocaman ve futbolcularının ‘alınterlerine katkı’ olur mu,
olmaz mı?
Ne dersiniz!..
Siz bu sorumun cevabını düşünedurun,
söyleyeceğim ikinci hususa geçiyorum…
Yanlış hatırlamıyorsam yıl 1982-83
sezonu.. Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Kupası maçı finali.. Fenerbahçe-Trabzonspor,
maçı Trabzonspor kazandı..
Televizyonda bizatihi izledim..
Kupa töreni…
Kenan Evren nam zat, kaptan Şenol
Güneş’e kupayı verirken söylediği şu: -Hep siz mi şampiyon olacaksınız?
Kulağınıza ‘küpem’ olsun…
Tekraren…
-Hep siz mi şampiyon olacaksınız?
Bu ‘öfke’ size nasıl geliyor ya da sizce
ne anlam ifade ediyor!..
Ya da bir sorum da şu: Bu ‘cumhuriyet/bu zihni yapı’ şike yapar
mı, yapmaz mı?
Anadolu’nun tabii ki Bey’i; “Trabzonspor’un kupaları çalınır mı çalınmaz
mı!”
Siz bu sorumun cevabını da kendinize
sorun, cevabınız kalb-i olsun da, yazmak
istediğim asıl konuya geçeceğim ama, buna; 14 Haziran 2013 tarihli Milliyet
Gazetesi’nde yer alan bir haber-yazının, ‘önce
başlığını, peşinden de özetini verip’ başlayacağım, imdi, okuyorsunuz:
“Ali
Şen konuştu! Tablo çok karanlık”
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ve
Yüksel Çağlar'la bir araya gelip UEFA ile ilgili görüşmede bulunan Ali Şen, son
gelişmeleri anlattı. Yaklaşık 12 gündür durumdan haberdar olduğunu ve UEFA ile
o günden bu yana telefon trafiği
yaşadığını belirten Ali Şen, o yemekte konuştuklarının üç kişi arasında sır
olduğunu belirtti. Fenerbahçe Başkanı'nın, kendisinden bir şey istemesine gerek
olmadığını belirten Şen “Zaten söz
konusu Fenerbahçe olunca, biz her şeye hazırız. Elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz" dedi……..
2 yıldır her fırsatta UEFA'da lobi yapmaları
gerektiğini söylediğini kaydeden Şen “Ben bunları söylerken, insanlar lobiyi
otel lobisi zannediyordu. Bundan sonra işimiz çok zor. Çünkü işe çok geç başladık. Üstelik Şenes Erzik
de ameliyat oldu ve Zürih'te hastanede yatıyor. Bu da bizim için büyük
dezavantaj. Ben bir işi bitirmeden
'Başarılı olduk' demem. Kendime küçük hedef de koymam. Bu olayda 'Cezaları
erteletebilirsek, başarılıyız' diyorum. Buradan herkes anlayacağını anlasın”
ifadelerini kullandı.
Kulüpler hakkındaki kararı, UEFA Disiplin Kurulu'nda 5 kişinin vereceğini kaydeden Fenerbahçe eski Başkanı "Bu
kişiler, Alman, İsviçreli, Avusturyalı, Macar ve Danimarkalı. Bu 5 kişiden 3'ü bizim aleyhimize el
kaldırırsa, hiçbir yol kalmaz. Ne Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, ne
Anayasa Mahkemesi ne de CAS'tan bir sonuç alınabilir. Bu 5 kişiden 3'ü lehimize el kaldırırsa, sorun kalmaz"
şeklinde konuştu.
……….
Haber-yazı
içeriği/özeti
bu, yukarıda okudunuz…
İmdi…
Geçelim bizim gibi ‘farkındalık yaşamayı” başarmak isteyenleri,
‘akletmekle işi olmayan’ sıradan
diyebileceğimiz bir sporsever ya da futbolu hiç sevemeyen biri; Ali Şen’in, sizin de okuduğunuz açıklamalarından
ne anlar?
Kabul, Bendeniz, Trabzonsporluyum, ama
“taraftar/amigo” değilim..
Alllah’ın, Kur’an-ı Kerim’inde
sıklıkla yaptığı “-Akletmezmisiniz?” çağrısı üzre, ‘bilimsel aklımla’ yazan, konuşan da biriyim..
Dahası..
Kıymetli eşim ise, çocukken rahmetli olan babası gibi üye değil ama, Fenerbahçeli; Fenerbahçe
Kulübünü tutuyor, hâlen de seviyor..
Bir başka deyişle, Fenerbahçe
Kulübüne karşı en küçük bir ‘ön yargı’
beslemiyorum..
Diğer taraftan…
‘Fenerbahçe
Cumhuriyeti’ iddialarının boş yere söylenmediğini de düşünüyorum diyor, bunu
geçiyorum..
Geldiğim bu noktada sorum, akl-ı selim Fenerbahçeli kardeşlerime de:
-Siz
Ali Şen’in açıklamalarından ne anlıyorsunuz?..
Cevabı ‘amigolar’ değil, ‘akledebilen’
Fenerbahçeliler de vermeli..
Hemen cevap veremeyecekler için ‘katkı koyuyor’, ipucunu onlara veriyorum..
Sayın Şen; “söz konusu Fenerbahçe olunca, biz
her şeye hazırız, elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz” derken neyi
kast ediyor!.
Verilebilecek bir net cevap, “Bunun için dua ediyorum” demediği
oluyor..
Peki de, o zaman o sözü ne-nasıl
anlamalıyız?
Ali Şen ayrıca, “Ben
bir işi bitirmeden 'Başarılı olduk' demem.” de diyor..
O zaman “bitirmek istediği iş” ne?.
Sayın Şen’in, Aziz Yıldırım ile
görüşmesi sırasında yanındaki Trabzon Beşikdüzü’lü Yüksel Çağlar müteahhitlik yapıyor diye, Ali Şen’in bitireceği işin, ‘müteahhitlik iş’ olduğunu söylemeyeceğiz
ki, bu da kesin-net bir cevap oluyor..
Tekraren de soruyorum; -Ali Şen ‘hangi işi bitirmek’ istiyor!.
Yaşamlarında farkındalık
yaşayabilenler, -Ne demek istediğini
tahmin ediyoruz, uzatma diyor olabilirler de, bugün her dem gibi uzun makale yazmıyor, basit, kısa da
yazıyorum..
Bendeniz
sürüyorum,
sizler de ‘izlediğiniz bu maçın’
keyfini sürün!.
Çünkü, “Ali Şen’in bizatihi kendisi”, dolaylı da olsa zaten cevabı veriyor..
Nasıl mı!.
Anlatıyor…
UEFA’da, Fenerbahçe ve Beşiktaş için
(de) ceza verecek kişi sayısı 5..
Ali Şen ne diyor:
-Bu 5
kişiden 3'ü bizim aleyhimize el kaldırırsa, hiçbir yol kalmaz”
Hiçbir yol kalmaması için değil, ‘yolumuzu bulmamız!’ için ne mi
yapmalıyız!.
Ali Şen yine diyor ki:
-Bu 5 kişiden 3'ü lehimize el kaldırırsa, sorun kalmaz”
Demek ki de Ali Şen’in ‘bitireceği iş’, UEFA Disiplin Kurulu'nda
yer alan Alman, İsviçreli, Avusturyalı,
Macar ve Danimarkalı 5 üyeden 3’ünün;
‘Fenerbahçe ve suçlanacak yöneticileri’ lehine ‘el kaldırılmasını’ sağlamak..
Yok eğer bu değilse, “Ali Şen, hangi işi bitirmeden başarılı oldum”
demeyecek!.
Ben şahsen sorduğum soruma daha
cevap aramıyorum, sadece ‘akletmemi’
sürdürüyorum..
Yine varsayalım ki; “UEFA Disiplin Kurulu'nda yer alan 5 üyeden 3’ünün ellerinin, Fenerbahçe ve
suçlanacak yöneticiler lehine el kaldırılması sağlandı”
Diyelim ki yine, bu başarıldı…
Yapılabilecek böyle bir ‘katkı’, Fenerbahçe ve yöneticilerinin ‘bugüne
kadarki savunmaları/maçı kazanmak’
için döktükleri ‘alınterlerine katkı yapılmış’ sayılır mı, sayılmaz mı?
Ne dersiniz?..
Ya sizler.. muhabbet beslediğim Aykut
Kocaman ve Ziya Şengül.. böyle bir durumda da, -Sahadakiler temiz diye(bile)cek
misiniz!..
Ya da şöyle soralım: “Ali Şen ‘şike’ yapmış olur mu, olmaz mı!.”
Bir gün karşılaşsak da, Aykutun da
kovulmasına neden olan ‘1996’yı kendilerinden dinlesem!..
Futbol sadece futbol değil..
Ha
Kenan Evren, ha da Bodrumpalas!..
Belirtmek isterim ki de..
Derdim, “Fenerbahçe’nin ceza almasıyla ‘Trabzonspor’umuzun
şampiyonluk sayısını arttırması’ değil..
Böyle bir beklenti, ‘akledemeyenlere’ yakışır..
Ben şahsen
Trabzonspor’u, ‘Türkiye gibi’ görüyorum,
‘isterse hiç şampiyon olmasın, ama ‘KENDİ olarak kalsın’; o bana da,
futbolumuza da, milletimize de fazlasıyla yeter…
Sıklıkla söylediğim gibi de:
“Dünyada neler olup bittiğini bilmeyenler”, Trabzonspor’u (da) idare
edemez, şehr-i Trabzon’da (da) neler olup bittiğini de bilemez..
Önce ve her dem sahip olmamız
gereken şey “BİLGİ”..
Yoksa, “Gezi yapmak, Gezi de bulunmamak” meselesi değil.. Bu
tamamen, “art niyetli yorum yapma cahiliyetine”
http://www.ahmetmusaoglu.org