Aslan gibi istifa

Galatasaray Spor Kulübü’nün basketbol şubesi bir skandala, rezalete imza attı.

Konunun içeriğine girmeyeceğim çünkü günlerdir yazılıyor, konuşuluyor…

Ancak üstünde çok durulmayan bir detaya, bu ülkenin geleceği için “dokundurmak  istiyorum.

Bir kere bırakın sıradan kurumları, kökleri  528 yıllık bir eğitim kurumuna Galatasaray Lisesi’ne uzanan, kolları tüm ülkeyi sarmış, dünyanın her köşesine ulaşmış, Türkiye Cumhuriyeti’nin en tanınan markası, simgesi olmuş bir camianın böyle bir duruma düşmesine neden olan sorumluların gereğini yapması bir yükümlülük, tarihi bir görev, zorunluluktur.. Bir “duruş” sergilemenin yolu, bazen böylesi sıkıntılı durumlardan geçer..

Galatasaray’da  basketboldan sorumlu yönetim kurulu üyesi olan Yiğit Şardan da yetkisini devrettiği ekip affedilemez bir hataya imza atınca,  hiç kıvırtmadan, istifayı basmış, koltuğu boşaltmıştır.

Öncelikle bu aslan gibi bir istifadır ve Türkiye’ye örnek olmalıdır.

Demek ki sadece profesyoneller, atanmışlar değil, seçilmişler de zamanı gelince çekilmeyi bilmelidir. Son yaşanan istifa doğru örnek olarak bu ülkeye her koşulda ve zamanda hatırlatılmalıdır. Buradan hareketle Türk halkı bugün bu sportif skandalı değerlendirirken farklı alanlardaki diğer rezaletlere imza atanların da ne yaptığına artık daha dikkatli bakmayı ve hesap sormayı bir görev kabul etmelidir…

Ya koca koca  koltukları dolduranlar hesap günü istifanın da bir erdem olduğunu anlayacaklar ya da artık biz halk olarak her alanda, spordan siyasete, gereğinin yapılmasını istemeyi ve konunun takipçisi olmayı öğreneceğiz. Başka yolu yok.

Kulübün basketbol şubesine verilmesi gereken cezaya gelince: Başkan ve yönetim kurulunun diğer üyeleri en ağır ve yıpratıcı sonuçlara hazır olduklarını açıklamalılar ve sonuç ne olursa olsun, bu konuda henüz birileri hukuki süreç başlatmadan, gerekirse bir alt kümeden yeniden sıfırdan başlamayı kabul ettiklerini çıkıp gene aslanlar gibi deklare etmeliler.

Galatasaray Camiası’na böyle bir günde yakışan “duruş” budur.

İlk adımı Yiğit Şardan Ağabeyim en doğru şekilde attı, şimdi sıra diğer sorumluların şubeyle ilgili “gereğini” yapmalarında ve “Bir alt kümeye gitmeye hazırız” açıklamasını, Federasyon’un kararını beklemeden, kamuoyuyla paylaşmalarındadır. O gün bugündür.

 

 

 

Herşey dahil, casino hariç

 

 

“Casino’ları devlet işletsin” diye yazmıştım, sağolsun Nizamettin Şen Ağabey görüşlerime değer vermiş, 17 Kasım’daki yazısını turizmde kumara ayırmış.

Her kelimesini ve satırını iki, üç defa okumama rağmen özür dileyerek söylüyorum, ben Nizamettin Ağabey’in, eğer kumarhaneleri devlet işletirse, “Evet” mi “Hayır” mı dediğini tam anlayamadım. Eminim hata bendedir ama itiraf ediyorum ben Ağabeyim’in son kararını kavrayamadım. Yanılmıyorsam, “Şimdi açılım zamanı, devlet belki de bir değişimi de bu yönde yapabilir, belki de bu sessizlik ondan” demiş ama kendi görüşünü çok net sona koymamış.

Nizamettin Ağabey usanmadan, bıkmadan uzun yıllardır mücadele verdiğimi ve casino’ların turizmde yer alması gereken bir alt sektör olduğunu söylediğimi de yazmış.

Çok doğru bir saptama. Bu tespiti için özellikle teşekkür ediyorum.

Tüm ön yargılara ve sorgusuz başlatılan karalama kampanyalarına rağmen ben “Şekli,

 yöntemi, kuralları ve disiplini tartışılmaya açık olabilir ama casino’lar bu ülkede turizmin emrinde olmalıdır” deme cesaretini gösteren az sayıda turizmciden biriyim.

Sonradan bozulmalar olur, yoldan ayrılmak isteyenler çıkabilir diye de bu konuda tutucu davranılmasını hiçbir zaman kabul etmedim ve herkesi çevremize, rakiplerimize bakmaya davet ettim.

Benim turizmdeki gelişime ve değişime bakışım hep aynı, son derece net ve basit oldu.

“Bizle aynı arenada boğuşanlar ne yapıyorlar?”

Hep bu soruya cevap aradım, doğru olanları bulup, bizde nasıl uygularız arayışına geçtim, casino’lar için de formülüm buydu..

Akdeniz çanağında Antalya’yla, ülkemizle turizm yarışında olan her toprakta, kıyıda casino’lar varsa bizde de olmalıdır. İspanya, Portekiz, Fransa, İtalya, Hırvatistan, Malta, Yunanistan, hatta Mısır ve Tunus bu işi becerebiliyorsa, bizler daha da iyisini yaparız.

Tüm rakiplerde bu alt, yan sektör varsa, bizde de olmalıdır. Aynen çok savunduğumuz, zaman zaman da yerini ve şeklini doğaya uygun bulmadığımız ama “yasaklansın” demediğimiz golf turizmi gibi.

Son olarak Antalya’yı yeniden kumarhaneleri “ama” diye engel koymadan tartışmaya davet ediyorum.

Unutmadan, bu Pazar da hepinize at yarışında, ganyanda, iddaa’da, bahis kuponlarınızda, Süper Loto ve diğer tüm toplu-sayılı oyunlarda, hatta ve hatta Milli Piyango’da “Şeytanınız bol olsun!” diyerek bitiriyorum. Amaç ülke kazasın…

 

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR

 

Yayın Tarihi
25.11.2009
Bu makale 9827 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!