Atasözleri

Yaşlarımız büyüdükçe ve yaşam tecrübemiz arttıkça atasözlerine daha da yaklaşırız.

Gençlik yıllarında duyduğumuz ama pek de önemsemediğimiz çoğu atasözü, yaşam deneyimlerimize paralel çok daha anlam ifade etmeye başlar. Uzun yıllara dayalı tecrübe, deneyim ve bilgelik içerirler. Bu nedenle günlük yaşantımızda ve konuşmalarımız içinde sıklıkla kullanmaya başlarız.

 

Uzun yılların tecrübesini içeren bu sözler sayfalar dolusu yazacağınız yazıları ya da yapacağınız konuşmaları bir cümlede özetler. Bu nedenledir ki bu anlatım güzelliği ile atasözleri insanlarda hayranlık uyandırır.

 

Birçoğuna hayran olmakla birlikte iş dünyası ve iş yönetimi açısından baktığımda yaygın olarak kullanılan birkaç sözün getirdikleri yarar konusunda endişeler taşımaktayım.

·         Alacakla borç ödenmez

·         Eski köye yeni adet getirme

·         Küçük olsun, benim olsun

 

Alacakla borç ödenmez. Ödeme dengesinin sağlanamadığı anlarda sıklıkla kullanılır. İşletmelerin çoğunun mikro işletme olduğu ülkemizde en çok rastlanan ve hayati önem taşıyan durum ödeme dengesinin sağlanamamasıdır. Çoğu zaman ödeme sıkıntısı yaşayanların kendilerini disipline edemediklerinde kullandıkları atasözüdür. Disiplinsizliği körükler.

 

Eski köye yeni adet getirme. Evde ve işte tüm gelişmeler kapalı olan cesaretsiz tayfanın en sevdiği atasözüdür. Gelişmenin ve yeniliğin önündeki en önemli engeldir. Gelişmek ve yenilenmek çaba ve emek ister. Oysa tembelliğe ve rutine alışmış kişiler için yenilik, son derece kaygı verici bir sözcüktür. Ataleti ve uyuşukluğu körükler.

 

Küçük olsun, benim olsun.  İş dünyamızın ve yaşantımızın belki de en kötü etki yaratan atasözüdür. Birleşmelerin, büyümenin, işbirliğinin ve güç birliğinin önündeki en büyük engeldir.

Küçük çapta olmayı körükler, sürekli bölünmelere neden olur.

 

Bu inançla ve gelenekle büyüdüğümüz için, farkında olmadan, disipline değilizdir. Yeniliğe ve gelişime kapalıyızdır. Hemen hemen hiçbir konuda iddialı ve (gerçek anlamda) güçlü olamayız. Kardeşlerimizle ve çocuklarımızla bile birlikte iş yapamayız. Bu nedenledir ki işlerimiz, organizasyonlarımız, kurumlarımız hep cılızdır.

 

Yeniliğe açık olan, yeniliği arayan, birlikte iş yapma kültürünü geliştiren ve disipline çalışan İsrail’ in yaklaşık 7 (yedi) milyon nüfusu ile gerçekleştirdikleri ortadadır. Yeniliğe kapalı olan, hiçbir konuda disipline olamayan ve birlikte iş yapma kültürü sıfır olan orta-doğunun bu nüfusun katlarca üstünde insan sayısına ve üretim olanağına sahip olmasına rağmen gerçekleştirebildikleri ortadadır.

 

Küçüklerin, kendi başlarına yaşama şansı artık yok. Sahibinin kim olduğu önemli mi?

 

 

Yayın Tarihi
13.08.2012
Bu makale 13096 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Bunlara, bana dokunmayan yılan bin yaşasın,sürüden ayrılanı kurt kapar vs. eklenebilir

Nesrin Ayan 14.08.2012

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!