Bir Dilek Tut İçinde Ben Olsun!

Sıcacık bir köşe buldum kendime,

Sus pus olmuş dünyamda çocukları ve insanları yazmaya çalışacağım. Kısacası umudu

Hep sevgimle,

***

Çok şımardım biliyorum ama insanın sevdiğinin yanında şımarması kadar doğal ne olabilir ki!

Birlikte denizi seyrettik, sessizce. Tabii ki arada ben susmasam da senin sessizliğin her yeri kaplıyordu. Sen ciddi bakıyordun dünyaya bense şuan şımarık.

Sessizliğinin ardından dönüp gözlerime bakarak; ‘’Onca ülke, onca yer gezdim hiçbir yerde yaşayamayacağımı anladım.’’

Dönüp gülerek dedim ki;

‘’Canım, bu kendini bir yere ait hissetmemektir. Mutsuz olduğun zaman böyle hissedersin. Bir yeri bir kişiyi sev bakalım nasılda oralı oluyorsun hemen. Bir şehri sev, bir insanı sev, bir hayvanı sev. Sevmek insanlığa verilmiş en güzel erdemlerdendir, o zaman kendini sevdiğin yere ait hissedersin. Ve bu hiçlik duygusundan biran önce kurtulursun.’’

Dünya yeterince kirli ve kötü! Neresinden görmek istersen hayatı orada kalıyorsun. Bir papatya yaprağı düşün kopmuş bulunduğu yerden. Ben o yaprağı alırım elime ‘’ne güzel bak onca kötülüğe inat hala bembeyaz duruyor. Kopmuş dalından ama saflığına hiçbir şey olmamış’’ derim. Sense belki eline bile almazsın dersin ki ‘’kopmuş bak ne kadar çirkin duruyor koptuğu yer. Neden düşmüş ki! Bozulmuş o güzellik.’’

Güzel bakmayı öğrenmelisin yanlış yerden değil!

Elimden tuttun çimlerin üzerine oturduk, ardından uzandık gökyüzüne bakmak için. Gökyüzünü seyrettik nasıl güzeldi değil mi? O karanlığın içinde umutla yaşayan yıldızlar. Huzur doluydu onların göz kırpmaları. O anda panikledin

‘’aaa yıldız kaydı gördün mü?’’

 diye ilk defa yıldızın kaydığını gördüğünü söyledin çok acayipti benim için bu durum.

Bir insan neden göğü seyretmez ki!

‘’Dilek tut’’ diye seslendim ‘’hadi çabuk!’’ ‘’Tuttum dedin söylememi ister misin’’ ben de ‘’eğer o büyünün bozulmasını istemiyorsan söyleme’’ dedim. Sen bakıp ‘’bundan sonra tutacağım tüm dileklerin gerçek olmasını diledim’’ dedin. ‘’Benim içinde tut ne olur benim de dileğim olsun’’ dedim. Gülümsedin,

Eğer o kayan yıldızı ben görseydim sadece seni dilerdim. Hep varlığını hissetmeyi.

Ama ikimizin de dilekleri farklıydı,

Ayrıldık eve geldim yatağıma girdim seni düşündüm saatlerce, farklılığını. Belki de ben farklıydım, sendin herkes gibi olan. Olsun yinede her şeye rağmen denemek isterdim omzuna başımı koyduğum o huzur belki yıllarca sürecekti, belki de o an bitecekti. Hayatta hep cesur oldum hiç korkmadan yürüdüm. Sen korkutuyordun benden, yaşanacaklardan, beni üzmekten belki de.

Sonunda korkularınla yaşamayı tercih ettin.

Sabah uyandığımda her şeyin rüya olduğunu gördüm. Ne sen vardın ne de yıldızlar.

Güneş uyanmış ‘’hadi kalk uyanmalısın bak ne güzel bir gün’’ diyordu.

Ve anladım ki hiçbir dileğimin ardında artık sen yoktun. Hiçbir yıldız artık senin için kaymayacaktı.

Yayın Tarihi
11.03.2017
Bu makale 2547 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Teşekkür ederim hocam, hoş buldum. Ne mutlu bana sizin gibi üstadların bulunduğu bir sayfadayım. Sevgiler.

Elif Yıldırım 12.03.2017

Bu sıcacık köşede, insanlara umudu anlatırken, aradığın mutluluğu da bulacaksın. Aramıza, ailemize hoş geldin... Kalemine, yüreğine sağlık sevgili Elif...

Erdoğan Kahya 11.03.2017

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!