Çanakkale geçilmez

Sömürgeciliğe doymayan emperyalist alçakların kör olası gözleri
Asırlardır üzerinde yaşadığımız vatan topraklarımızdaydı. Anadolu bizim, medeniyetimiz burada gömülü diyorlardı.
Bu aptalca isteklerinden hiç vazgeçmediler, Düşündüler, taşındılar, aralarında kumpaslar kurdular,
Vatanımızı elimizden alma kararına vardılar.
Aradan geçen bunca asırdan beri
Bitmedi hiç bu menfur emelleri
İşte bunun için düzenlendi Haçlı Seferleri
Taaa… birincisinden beri..
Geldiler, gittiler, yenildiler Hani “Yenilen güreşe doymaz” denir ya, İşte bu gözü doymazlar,
Bizi yenmeyi tam yedi kez denediler, Ama beceremediler bir türlü, hep yenilip gittiler.
Her seferinde de;
Türk’ün gücü karşısında
Hezimet oldu akıbetleri, ezildiler.
Ama öyle yüzsüzler ki bunlar;
Ne vazgeçtiler hain emellerinden,
Ne de utanç duydular düştükleri hallerden. Akılları bizdeydi hep,
Hep topraklarımızdaydı gözleri,
Haince planlar kurdular, pusuya yattılar, beklediler,
Fırsat kolladılar, sinsi yılanlar gibi…
Zayıf düşünce Osmanlı,
Yeniden canlandı hayalleri.
Bir kere daha birleşti tüm şer güçler, Büyük bir hevesle ve kararlılıkla Çanakkale önlerine geldiler
Bu sefer işi bitirmeden gitmemekti niyetleri
Ama sonuç yine değişmedi.

Bu, son gelişleri oldu onların.
Hem bu sefer, daha da ağır bir darbe yedi gafiller
Öyle bir şamar vuruldu ki suratlarına,
Neye uğradıklarını bilemediler.
Aynen Mustafa Kemal’in dediği gibi
“Geldikleri gibi gittiler”
Akdeniz’in azgın sularında boğuldu kimileri, Kimileri de kızgın topraklarına gömüldü Çanakkale’nin.
Kalanlar, arkalarına bile bakmadan kaçtılar.
Son umutları da bitmişti artık,
Boyunları bükük, başları önlerine eğik gittiler.

İşte böyle başlamıştı bu öykü;
Bir kere daha toplanmıştı menfurların tümü.
Dünyanın dört bir yanından; Britanya Adası’ndan, Avrupa’dan, Malezya’dan, Afrika’dan, Avustralya’dan, Yeni Zelanda’dan.
Salyalarını akıtarak gelmişlerdi
Yedi düvelin itleri kuduz köpekler.
Aslında bunlara köpek bile denmemeli,
Zira hepsi birbirinden namussuz, alçak ve reziller.
Kara haber dalga dalga yayıldı yurdun dört bir yanına, Doğuya, batıya, güneye, Trakya’ya, Anadolu’ya…
Çanakkale’den Edirne’ye, Bursa’dan İstanbul’a. Oradan Samsun, Artvin, Kars, Erzurum, Bitlis ve Van’a, Malatya, Adana, Mersin, Antalya, İzmir, Aydın, Sivas sancağına.

Aldıkları haberle Türk’ün ayranlığı kabardı birden,
Bütün ülke ayaklandı, insanlar atağa kalktı, Artık onlatı kim tutabilirdi ki !..
Askeri Tıbbiyeyi Şahane son sınıf öğrencilerinin
Tümü gönüllü gitti Çanakkale’ye.
Hepsi orada şehadete erdi,
O yıl tıbbiye hiç mezun vermedi
Yediden yetmişe,

Bıyığı yeni terlemişten, beli bükülmüşe
Koşarak, heyecanla gittiler cepheye Daha on üç-on dördünde çocuk denecek yaşta gençler;
Ceplerine taş doldurup çıktılar kantarlara,
Kiloları kırk beşten fazla çeksin diye.
Cılızdı bedenleri, ama yürekleri sanki bir devdi.
Ve de çelikleşmişti iradeleri.

Bir ölüm-kalım savaşı başlamıştı. Ya kurtaracaklardı vatanlarını, ya de şehit olacaklardı
Önlerinde başka bir seçenek kalmamıştı.
Mustafa Kemal onlara;
“Size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum” demişti.
Bu söz onları kamçıladı, tetikledi; Vatanları için ölmek ne kadar da güzeldi.
Şehadeti göze alınca insanlar,
Aman da nasıl savaşıyorlar.

Bir anda yer yerinden oynadı
“Allah Allah “ nidaları; ovada, gökte, dağlarda, denizde yankılandı
Bu ne büyük bir kahramanlıktı Ya Rabbi !..
Arkasına dönmeden, sağında solunda ölenleri görmeden,
Sanki ölüme koşuyorlardı askerler…
Yarı aç yarı toktu karınları, ayakları yırtık çarıklı. İşte bu inançla yürüdü düşmanın üstüne
Mustafa Kemal’in askerleri.
Bu bir savaş değil, adeta kopan bir kıyametti Ve de bütün dünyanın alması gereken büyük bir ibretti

Bunu gören Yüce Allah yardım etti askerimize; Bir anda gökyüzünü kara bulutlar kapladı Büyük bir tufan oldu birden, Sanki gök delinmiş gibi şiddetli bir yağmur boşaldı,
Şimşekler çaktı, yıldırımlar düştü.
Her yer zifiri bir karanlığa kaplanmıştı
Sonra pırıl pırıl bir güneş doğdu gökyüzünden,
Bir anda yer-gök aydınlandı, Başlarında Mustafa Kemal
57.Piyade Alayı göründü kara bulutların ardından
Akdeniz’den başlayan bir gökkuşağı sardı semayı
Süsledi özenle Çanakkale’nin üstünü
Sanki hiçbir şey olmamış gibiydi.
İnanın bu olanlar büyük bir mucizeydi.
Burada bitmedi bu öykü

Daha öyle şeyler yaşandı ki Çanakkale’de
Savaş meydanlarında,
Buradan bütün dünyaya büyük bir insanlık dersi verildi.
Öyle yüce, öyle büyük, gönlü öyle merhamet doluydu ki askerimizin
Atlayıp geçmedi üstünden, yaralanmış önünde yatan düşmanın
Onu tekmelemedi, ezmedi, öldürmedi,
Tam aksine, yerden kaldırdı onu, matarasından su içirdi,
Azığının yarısını da ona yedirdi.
Bu da yetmedi, kainata son bir insanlık örneği daha verdi Süngüsünün ucuna takıp teslim bayrağı yaptı
Gömleğinden yırttığı bez parçasıyla,
Sonra sırtlayıp yaralı düşmanı,
Kendisine kurşun sıkılan karşı cepheye bıraktı.

Bunlar birer masal değil, uydurulmuş öyküler değil,
Yazan-okuyan da biz değiliz;
Yazan, savaşta günlük tutan yaralı Yedeksubay bir Fransız teğmeni,
Ve de savaştan sağ çıkıp ülkelerine dönen
Avustralya, Fransız, İngiliz askerleri ve savaş muhabirleri.
Daha neler yazdılar
Neler anlattılar neler…

Şimdi, çok uzak diyarlardan kalkıp geliyor binlerce insan
Çanakkale’ye, Gelibolu Yarımadası’na, Saroz Körfezi’ne, Anzak Koyu’na, Seddülbahir’e, Arıburnu, Conkbayırı, Anafartalar’a.
Bu anlamsız savaşta ölenlerin yakınları bunlar.
Amaçları dedelerinin mezarlarını ziyaret etmek
Biraz da dinledikleri kahramanlık öyküleriyle tanıdıkları
Türkiye’yi ve Türkleri görmek…

18 Mart 1915. Çanakkale Zaferi
Tarihimizdeki zaferlerin en büyüklerinden biri.
En büyük övünç kaynağımız,
Bunu ne düşmanlarımız unutabilir ne de biz.
İnşallah bizden aldıkları ders yeter de onlara.
Yedi düvelden toplanıp gelmezler bir daha yurdumuza. Gerçi gelseler de fark etmez,
Nasıl olsa geldikleri gibi giderler.

Aziz vatanın toprağında Rahat uyuyun siz, aziz şehitlerimiz. Sizlere olan tüm borcumuzun bilincindeyiz
Ve bıraktığınız emanetlerin bekçisiyiz.
Onları koruyacağımıza yemin ediyor
Önünüzde en derin saygıyla eğiliyoruz.

Sonsuz minnet ve şükranla mübarek ellerinizden öpüyoruz…

Yayın Tarihi
18.03.2014
Bu makale 6205 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!