CHP'lilere bir uzlaşma çağrısı

Uzunca bir süreden beri CHP içinde yaşanan hizipçilik, cumhurbaşkanlığı için çatı aday açıklamasından sonra artık iyice su yüzüne çıkmış bulunuyor.

Sayın Baykal'ın Genel Başkanlık döneminden başlayarak; bu hizipleşmelerin partinin geleceği için zararlar getireceğini birçok defalar dile getirdim.

Sayın Kılıçdaroğlu genel başkan olduktan 3 ay kadar kısa sürede parti ilkeleriyle bağdaşmayan söylem ve eylemlerde bulunduğunda, anadan doğma bir CHP'li olarak yapılanların yanlışlığına işaret ettim ve düzeltilmesi konusunda önerilerde bulundum.

Hiçbir hizibin içinde ve hiç kimsenin tarafında yer almadım. Büyük Atatürk'ün "Doğru bildiklerinizi söylemekten korkmayınız" sözlerini içime sindirmiş biri olarak, hiç kimseden çekinmeden düşüncelerimi kamuoyu önünde açıkça ortaya koydum.

Sadece kendi görüşlerinin doğru olduğuna inananlar, kimseyle çıkar yarışında olmayan benim gibi birinin yazdıklarına önem verecek değillerdi ya, tabii ki görüşlerime değer veren ve aldırış eden olmadı.

Liderin tutarsızlığı ve örgütün hiziplere bölünmüş olması, sonunda bizi işte bu bulunduğumuz noktaya getirdi. Aslında gelinen bu sonuç kaçınılmaz olmuştu. Zira "Perşembenin gelişi, Çarşambadan bellidir"

CHP, Büyük Atatürk ve İnönü tarafından, yani cumhuriyeti kuranlarca kurulmuş bir partidir. İlkeleri cumhuriyetin temel ilkeleridir. Devrimlerimiz tek parti döneminin bizdeki faziletli yapısı içinde gerçekleştirilmiş olup, bunlarda CHP'nin büyük payı vardır.  Atatürk ölünceye ve İnönü partiden ayırlıncaya kadar, kuruluş ilkelerinden ödün verilmemiştir.

Kılıçdaroğlu dönemi ile başlayan, oy alma ve kazanma uğruna ilkelerden verilen ödünler partide büyük tahribata yol açmış, hizipçiliği körüklemiş ve parti içinde bölünmelere neden olmuştur. Oluşan sorunlara çözüm getirileceğine, iktidar partisinin CHP ilkeleri ile bağdaşmayan metotlarıyla hareket edilmeye başlanmış ve sonunda,  ilkelere uygun düşmeyen bir çatı aday saptaması yapılmıştır.

Şu anda, son gelişmelerle CHP bir parçalanma hatta yıkılma noktasına yaklaşmış bulunuyor. Neden; çatı adayın, kuşku yaratan ve CHP'nin ilkeleriyle bağdaşmadığı ifade edilen nitelikleri kadar, hatta ondan daha da çok Genel Başkan ve çevresindeki kadronun kuşku yaratan tutumudur. Zira son yerel seçimlerden önce önerilen Ulusal Güç Biriği önerilerine iılgi duyulmamış ve sıcak bakılmamıştır. O dönemde yapılacak bir uzlaşma belki bu durumlara gelinmesine enge olabilirdi. 

1972 yılında, İsmet İnönü kendisine karşı komplo niteliğindeki çalışmalarla bertaraf edilmek istendiğinde; partisinin yıpranmasına izin vermemek için, "Kendi kurduğum partimden üzülerek istifa ediyorum" diye kısa bir dilekçe yazarak şapkasını alıp gitmiş ve bir daha da parti içi sorunlarla ilgilenmemiştir. Aksine bir durumda neler olacağını düşünebilir misiniz? Bu son derecede ilkeli ve özverili bir davranış olmuştur. İsmet Paşa bu, O'na daha başkası yakışır mıydı?

CHP köklü bir partidir. Cumhuriyetimizin en büyük güvencelerinden biridir. Gerektiğinde kurucusunun bile ayrılabildiği bir partinin, yarınının ne olacağı belli olmayan kişiler tarafından yıkılması söz konusu olamaz.

Şimdi akıl ile düşünme zamanıdır. Cumhurbaşkanlığı seçimi sonlanıncaya kadar parti içindeki tartışma ve kavgaların bir tarafa bırakılması, Cumhuriyetimizin, Ulusumuzun ve Atatürk ilkelerinin daha çok yara almaması için; ilkeler dpğrultusunda  el ele verilerek karşı devrimcelere karşı birleşilmesi gerekiyor.

Bu dönemden sonra Olağanüstü Genel Kongre yapılarak parti içi hesaplaşmalar yapılır, herkes kucağındaki taşları döker, eğer bir hata yapılmamışsa aklanılır, yapanlar varsa partiden uzaklaştırılır, bağlı olunan ilkelerden ayrılmayacak yeni bir yönetim kuurulur ve hayırlı bir sonuca varılır.

Tabii bunın için şu anda partiyi yönetmekte olanlara büyük görev düşmektedir. Eğer kötü bir niyetleri yoksa; sağduyu ve sükunetle hareket ederek, kendilerine aykırı görüşte olanları tehdit etmekten vazgeçerek bir uzlaşma zemini yaratmaları gerekiyor.

Sonuç olarak; su saatten sonra seçimleri boykot etmek ülkemiz ve ulusumuz için hiçbir yarar sağlamayacaktır. Büyük bir kararlılıkla sandık başına gidilmeli ve herkes hür iradeleriyle oylarını kullanmalıdır. Hem bakarsınız şu andaki kuşku ve umutsuzluğun aksine bir sonuçla karşılaşılabilir.

Bu güne kadar yaptıkları, bundan sonra yapacaklarının habercisi olan birine karşı, CHP'li, Atatürkçü ve ulusalcıların verdikleri desteğe şükran borcu olacak birinin tercihi bana dakılcı gelmektedir.

Saygılarımla...

Yayın Tarihi
06.07.2014
Bu makale 4808 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!