Çifte kavrulmuş çifte standart

Türkiye’de elektronik şans oyunları pazarında bir ilk daha yaşandı.

Yasal şirketlerden biri sitesinde kumar oynayanlar arasında çekiliş yaptı.

Bir Türk vatandaşına, ödül olarak son model bir araba (değeri yaklaşık 150.000 TL) ve diğer 10 Türk vatandaşına da dünyanın kumar merkezi Las Vegas’ta tatil hediye etti..

Meraklısı detayları girer Google’da bulur.

Ben bahis sektöründeki yani bu dönemde moda olan bu kumar oyunundaki açılımı zaman zaman bu köşeden yazıyorum.

Yukarıdaki çekilişi ve dağıtılan hediyeleri bir gazetemizden öğrendiğimde 1998 yılına gelinmeden, bir gecede devletten izinli kumarhaneler kapatılmadan önce, yasal oyun salonlarına getirilen kısıtlamaları hatırladım.

Çabuk unuturuz, kısaca özetlememde yarar var diye düşünüyorum. .

Ağustosun 50 derece sıcağında, İsrailliler dahil, tüm milletlere 25 yaşında olma ve kravat takma mecburiyetinin getirilmesinden, tüm çekiliş ve ikramların yasaklanmasına hatta devlette görev yapanlara giriş yasağı uygulamasına kadar bir dizi önlemden bahsediyorum.

Bilmem hatırladınız mı?

Ben o günleri unutmak ve önüme bakmak için çok çaba harcıyorum, yanlışlardan ders aldığımız ve tarafsız bakmayı öğrendiğimizi umuyorum ama bahis adı altında yaşanan kumar çılgınlığına kimsenin ses çıkarmamasına ve sus, pus olmasına inanmakta zorluk çekiyorum.

Ya siz ?

Araştırmacı gazetecilerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız, tüyü bitmemiş yetimin savunucuları, ya siz bizi temsil edenler ne düşünüyorsunuz?

Saf duygularımla, açılıma, gelişime ve değişime sonuna kadar destek veren kalbimle, gerçekten merak ediyorum…

O zamanki hükümetin üç beş kanundışı oluşumla baş edemediğinin adeta “zafiyet belgesi” olan casinoları kapatma kararı tarihte hak ettiği sayfada yerini almıştır.

O dönem hayatın her alanında var olan kokuşmuşluktan daha fazla kokuşmamış olan casinoları kapatmak için yapılanlar televizyona dizi olur.

“Siyaset Bilimine Giriş” dersinde “Kamuoyunun hafızası zayıftır” diye söze başlar hocalar, ne kadar doğruymuş…

Yap, yanına kar kalsın…

 

Otomobilciler kadar olamadık

 

Türkiye’de otomotivin merkezi Bursa, turizmin başkenti Antalya’dır.

Uludağ Taşıt Araçları ve Yan Sanayi İhracatçıları Birliği’nin (UİB) açıklamasına göre 2009 yılında 15 milyar 404 milyon dolarlık satış yapılmış. Bu cironun oluşması için yurt dışından getirilen parçalara ve teknik aksama ne kadar ödenmiş bu duyuruda yok. Sektörün son 15 gündür sık sık yayımlanan televizyonlar reklamlarında da, otomotivin sadece gelir bölümü Türk halkıyla paylaşılıyor ve net ülke kazancından bahsedilmiyor. Aynı dönemde Antalya turizmde ne yapmış, kaç milyar kazandırmış, bunun karşılığında ülke sınırlarına ne ödemiş bilen kaç kişi var? Bunu duyurmaya kim çabalamış, zaten kimin umurunda?

Ülke turizminin geliri en az 15 milyar dolar olalı yıllar geçmiş, bunun yüzde 99’a yakını ülke içinden hizmet ve mallara ödenmiş, yani paranın bir kuruşu yurt dışına geri gitmemiş, bu değerlendirmeyi yapan kaç kişi var?

Kimse buradan otomotive sallıyorum zannetmesin, Tam tersine alkışlıyorum bu sektörü. Bir PR harikası iş yapıyorlar. Nezle olsalar tüm ülke ayağa kalkıyor ve olağanüstü durum yaşanıyor. Turizm ya da başka sektörlerde yıkım yaşansa, çözüm için toplanılması 6 ay, tartışılması bir o kadar daha sürüyor, çarenin uygulanması da başka bahara kalıyor. Bu döneme özel değil, 20 senedir Antalya’dayım, hep böyle oldu. Önce arabacılar sonra belki hancılar ve diğerleri…

Tebrikler otomotiv sektörü, bu 15 milyardan kaç dolar ülkede kaldı bilmiyorum ama yarattığın istihdam ve bu ülke kasasına koyduğun her kuruş için sağol, varol.

Sana da bravo, hala yaşıyor ve yaşatılabiliyor olduğun için ey turizm…

 

 

Çocuk koltuğu geliyor

 

1 Haziran’dan itibaren arabada çocuk koltuğu zorunlu olacak. Ön tarafta çocuk oturtmak ya da kucağa almak zaten yasak. Defalarca yazdım. “Evlat katili olacaksınız, bu cahillikten kurtulun, evladınızı ön koltuğa oturtmak korkuluksuz balkonda serbest bırakmaktan farksızdır” diye… 50 km hızla giden bir araçta 20 kiloluk bir çocuk frenle 500 kilo hissedilir. Basit bir kaza anında bile evladınız kollarınızda ölebilir. Biz daha bu basit trafik kuralını bile uygulamıyoruz. Şimdi Avrupa Birliği bırakın önde kucakta çocuk tutmayı, arka taraf için bile kesin olarak özel çocuk koltuğu istiyor. Bakalım nasıl kabul görecek ve uygulanacak bu AB kriteri ? İnanıyorum ki emniyet kemeri gibi geç de olsa gelecektir. Ben de ucundan katkım olduğu için içten içe sevineceğim…

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR

 

Yayın Tarihi
15.02.2010
Bu makale 9662 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

ÇOK OKUNAN

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!