Eller taşın altına lütfen

Başkanımız Hasan Subaşı bu haftaki yazısında benim yeni Antalya Stadı’yla ilgili görüş ve önerilerimi mercek altına almış. Zaman ayırdığı, beni dikkate aldığı için teşekkür ediyorum. Eminim ne benim, ne de başkanımın amacı polemik yapmak değil.

Arayışımız Antalya’nın stadına kavuşması için doğru yolu, en kısa sürede bulması ve “EN İYİ” ile kucaklaşması.

Şimdi İnşaat Mühendisleri Odası’nın liderliğiyle başlayan bu yeni dönemde herkesin ve her kesimin tek hedefe kilitlenmesi gerekiyor. Antalya üç, en geç 4 sezon sonra yeni stadında olmalı.

Yerel medya, Antalyalı köşe yazarları, taraftar dernekleri, sivil toplum örgütleri bu gündemi canlı tutmalı ve hergün, vazgeçmeden yetkili sorumluları çözüm yolunda motive etmeli, yeni stat talebini canlı tutmalı.

Evet, buradan sesleniyorum, sen-ben-o kavgası olmadan, siyasi çekişmeleri bir yana koyarak “Antalya için yeni bir stat istiyorum ve göreve hazırım, ben de varım” demek bu kadar zor olmamalı.

20 bin kişilik (ya da 30 bin kapasiteli), 50 milyon dolarlık modern bir yatırımı kentin merkezine yakın, ulaşımı kolay bir alanda gerçekleştirmek hayal değildir.

Vazgeçmeden yazmaya devam edeceğim.

Sadece bir tek amacım var, Antalya hak ettiği stada kavuşmalı. “Gündemde kalmak için yazıyor” diyenlere, “şov amaçlı uzattı” diye mırıldananlara, “çıkarı vardır” diye saçmalayanlara, “Hadi işinize bakın, sizle yolum kesişmez, ben sadece Antalya için istiyorum, ne koltuk, ne de makam arayışım var” diyorum..

Cam Piramit için yürümüştüm, pankart taşımıştım, şimdi de yeni stat için aynısını fazlasıyla yapmaya hazırım. İşin özeti budur.

Ben mücadeleye de çalışmaya da varım, ya siz?

Size sesleniyorum, Antalya’nın onbinleri bulan taraftarına, onlarca köşe yazarına, meslek örgütlerinin yüzlerce oyla seçilmiş yönetimlerine, milyar dolarlık bütçeleri kontrol eden iş adamlarına.

Sağa sola, arkanıza bakmayın, evet siz, sizden bahsediyorum…

Harekette bereket vardır

18 Mart-26 Nisan 2011 tarihleri arasında düzenlenecek ve 40 gün 40 gece sürecek İstanbul Shopping Fest haberini okuduğumda, itiraf ediyorum, İstanbul’u kıskandım, hem de çok kıskandım.

Antalya niçin benzer bir organizasyonu 7 gün-7 gece bile olsa yapamıyor?

Milyar dolar değil belki ama kısa süre içinde on milyon liralık ek bir alışveriş hareketi sağlanamaz mı?

Perakende sektörü, alışveriş merkezleri ve eğlence hayatımızın oyuncuları bir araya gelip “indirimli alışveriş çılgınlığı”nı Antalya’da bize yaşatamazlar mı?

Sokak şenlikleri, konserler, gösteriler, çocuklara özel oyunlar, müzik etkinlikleri, yarışmalar, partiler, moda gösterileri ile desteklenmiş sabaha kadar devam edecek Antalya Shopping Fest Konyaaltı’da, Muratpaşa’da, Kepez’de aynı anda hayata geçemez mi?

Ben soruları sordum, cevabını sizlere bırakıyorum…

Kaleiçi

Kaleiçi Buluşmaları’nda tarihi emanetin sorunlarına çözüm arandı.

Bundan sonra ne olacak birlikte izleyip, göreceğiz.

Mevlüt Yeni Sabah Akdeniz olarak sık sık konuyu gündeme getiriyor.

Antalya Gazeteciler Cemiyeti’nin yönetim merkezini Kaleiçi’ne taşıyarak elini de taşın altına koydu. Benzer bir uygulamayı diğer sivil toplum örgütlerimiz de yaparsa belki de sonuca daha kısa sürede ulaşırız. Müze ve sergi merkezleriyle bölgeyi yeniden çekim alanına dönüştürmek, yeni binaları kamulaştırıp yıkmak ve yeşil alana çevirmek, güvenli yaşanan sokaklar yaratmak önemli adımlar olabilir bu uzun, ince yolda.

Bu süreci planlayacak, yönetecek, yetkiyle sorumluluğu taşıyacak kim?

İşte acil cevap arayan soru bu?

Muratpaşa Belediye Başkanı Sayın Süleyman Evcilmen aday olmuş bu göreve.

Yasayı, yönetmeliği, kuralları bilmiyorum ama karar bende olsa “Haydi Süleyman Başkan, arkandayız, top sende!” derdim.

Özer Saraçoğlu TWITTER’de…

SABAH AKDENİZ’DEN ALINMIŞTIR