gelişimin geleceği

İnsanoğlu, sürekli öğreniyordu.

Deneme-yanılma ile elde edilen tecrübeler derlenmeye ve paylaşılmaya başladıkça bilgi birikimi oluşmaya, buna bağlı olarak da eğitim, bir süreç olarak değerlendirilmeye başlamış oldu.

 

Sistematik hale gelmeye başlayan eğitim artık yaşamın ön koşullarındandı. Ve ilkokul ile başlayan sürecin ilerleyen dönemlerinde lise ve dengi eğitim almış olmak meslek sahibi olabilmek için yeterli bir gelişmişlik düzeyi idi.

 

İnsan, doğadaki diğer canlılardan farklı olarak kendisine verilen en büyük üstünlük olan zekayı, yeteneği daha fazla kullanmaya ve aklını geliştirmeye, sahip olduğu bu gücün ve üstünlüğün sınırsızlığını keşfetmeye başladı.

 

Yeteneklerini ve hayal gücünü daha fazla kullanmaya başlayan insanoğlu, geçmişten gelen binlerce yıldaki toplam gelişimden daha fazlasını son elli yılda gerçekleştirdi.

 

Zamanla lise ve dengi okulları bitirmek de yeterli olmamaya başladı. İyi bir iş sahibi olmak ve refah bir hayat yaşayabilmek için üniversiteyi bitirmek gerekiyordu.

 

Şimdilerde ise üniversite mezunu olmak da yetmemeye başladı. Yüksek lisans ve doktora gibi süreçleri de tamamlamak gerekiyor. Bunların yanı sıra, kişisel gelişim eğitimleri, yönetsel becerilerin geliştirilmesine yönelik eğitimler de yoğun olarak alınır oldu.

 

Bir bacağı ile insan, yetenekleri, aklı, ekonomik gücü, teknoloji kullanımı ve hayat standartları ile gelişirken diğer bacakta ise kısa kaldığı, yalnızlaştığı, daha fazla tükettiği halde daha mutlu olamadığı gerçeği ortaya çıkmaya başladı. Ruh ihmal ediliyordu. Bu nedenledir ki din, meditasyon, yoga ve benzeri çalışmalarla ruhunu beslemeye başladı.

 

Sahip olduğu tüm üstünlükleri kullanırken, diğer tüm canlıların da sadece kendisine hizmet için var olduğu düşünmeye başladı. Tüm canlıları, tüm doğayı, daha iddialı bir deyişle insanların bir kısmını da kendi refahı için kullanma hakkı olduğuna inanır oldu.

 

Daha çok eğitim, daha çok gelişim, daha çok teknoloji, daha iyi yaşam, insanı, daha iyi insan ya da daha mutlu insan yapmaya yetmedi, yetmiyor.

 

Önümüzdeki 50 yılda, teknoloji ve bilgi olarak insanlık tarihindeki toplam gelişimden çok daha fazlası gerçekleştirilecek. Çok daha fazla kaynak, çok fazla insan ve doğa bu gelişim için sınırsızca kullanılacak.

 

Sorun; dünya yaşamında gün gelecek kaynaklar mı bitecek, yoksa insanlık kontrol edemediği egosu, sınırlayamadığı tüketim alışkanlıkları ve yalnızlaşan ruhu ile kendi sonunu mu getirecek?

Yeteneklerini ve aklını sadece teknoloji ve tüketim içi odaklayan insanlık, ruhsal gelişimini ihmal ettiği için mi son bulacak?

 

Kimbilir belki de insanlığın imtihanı da, ahireti de kendisi ile olacaktır.

 

Yayın Tarihi
16.06.2015
Bu makale 2970 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Kayıtlı Yorumlar
Değerli arkadaşım..!

İsmet YILDIZ 18.06.2015

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!