-Nasılsın?
-İyi, iyi… Buradaki çöplerde, şişe, teneke, bir sürü malzeme var. İş yapmaya başladık.
-Nasılsın?
-Eh idare eder. Peder Bey lütuf buyurdu, nihayet arabamı yeniliyor.
-Nasılsın?
-Çok şükür iyiyim. İşe başladım. Maaşı çok az ama düzenli ödüyorlarmış.
-Nasılsın?
-İyiyim be... Sonunda kayınpeder ikna oldu, evleniyoruz.
-Nasılsın?
-İyiyim, iyi. Artık acıyı hissetmiyorum. Biliyorum öleceğim. Ölmeden önce özürlü
kızım ölsün istiyorum. Onu ardımda bırakamam, kimse ona bakmaz, bakamaz.
-Nasılsın?
-Nasıl olsun ya. İyi diyelim… Bugün boşandık. Bu kadar uzatmasına ne gerek vardı?
-Nasılsın?
-İyi, hem de çok iyi. 2.800 metrede bir filiz bulduk, kazıyoruz.
-Nasılsın?
-İyi. Nihayet böbrek verebilecek birisini bulduk.
-Nasılsın?
-Aman nasıl olsun, iyi demek adet olmuş. Hep aynı şey, sabah sabah geldik yine işe.
-Nasılsın?
-Nasıl olduğumu bilmiyorum, sanırım iyiyim. 6 yıldır buradayım.
Umudumu yitirmiştim. Nihayet suçsuz olduğum anlaşıldı. Yarın çıkıyorum.
-Nasılsın?
-Şimdi iyiyim. Az önce doktor kontrol etti, ayağımı kesmeyeceklermiş.
-Nasılsın?
-Çok şükür, iyiyim. O kolu kopan çocuk ölmemiş, rahatladık.
-Nasılsın?
- İyi, iyi. Şu kırmızı ceketli kadın var ya, 20 lira verdi. Hadi çorba içmeye gidelim.
-Nasılsın?
-İyiyim canım. Biraz borç bulabildim, elektriği açtırmaya gidiyorum. Aman çocuklar anlamasın.
Simdi arkanıza yaslanın ve kendi kendinize sorun;
-Nasılım?
------
(*) Teşekkürler Cihan İŞBAŞI