Mekanın cennet olsun Erdal Akpınar

Antalyaspor camiasının önemli isimlerinden olan Erdal Akpınar artık aramızda değil. Tedavi gördüğü hastanede hayata gözlerini yumdu ve dün sevenlerinin gözyaşları arasında toprağa verildi. Kırmızı beyazlı takımla adeta özdeşleşen Erdal ağabeyimiz, futbol oynadığı takımda, teknik direktörlük ve genel menajerlik görevlerinde bulunan ender isimler arasındaydı.

Aynı zamanda başarılı bir diş hekimiydi ve Türk Sanat Müziği tutkusuyla tanınıyordu. VTV’nin kuruluş dönemlerinde beraber çalışma şansını yakaladığım “Kepçe” lakaplı Erdal ağabeyimizle, birbirinden hoş anılarla dolu spor programlarımız yıllar geçmesine rağmen dost meclislerinde hala yad edilir. Hele programlarımızın banttan yayınlandığı dönemlerdeki, kayıt ve montaj safhalarındaki gülme krizlerimiz nedeniyle gece geç saatlere kadar süren stüdyo nöbetlerimiz unutulacak gibi değildir.

Sıcakkanlı kişiliği, iyilikseverliği ve kendine has esprileriyle herkes tarafından sevilen Erdal ağabeyimiz, seni hiçbir zaman unutmayacağız, mekanın cennet olsun.

 

+++++++

 

MURAT ÖZGEN’İN ACI GÜNÜ

Sabah Gazetesinden Murat Özgen arkadaşımız hafta içinde babasını kaybetti. Özgen’e başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.

++++++++

 

HAFTANIN SÖZÜ

 

Hergün son gününmüşcesine yaşa, göreceksin bir gün haklı çıkacaksın.

 

++++++++

 

Protokol!

 

Protokol dilimize eski Latince ve Yunanca’dan geçme bir sözcük!!! Daha doğrusu 'Proto' ve 'Kolos' sözcüklerinin birleşmesinden türeme bir deyim. Lügat anlamıyla 'Proto' birinci demek. 'Kolos' ise götün çoğulu oluyor. Sözlük anlamlarını birleştirdiğimizde ise değimin karşılığı: 'Önde Gelen Götler' olarak karşımıza çıkıyor. 'Kolos sözcüğünün zamanla çoğul eki olan (os) deyimden atılmış, geriye Protokol' yani 'Önde Gelen Göt' lafı kalmıştır. Toplum içinde yükselip de protokole giren bazılarının zamanla o malum organının kalkması da bundandır.

 

++++++++

 

Mutluluğun peşinden gitmek

 

500 kişi bir seminerdeydi. Birden konuşmacı durdu ve bir grup çalışması yapmaya karar verdi. Herkese bir balon vererek başladı. Herkes gazlı kalemle balonuna adını yazmalıydı. Sonra bütün balonlar toplandı ve bir odaya kapatıldı.
Katılımcılar odaya alındı ve 5 dakika içinde üzerine isimlerini yazdıkları balonu bulmaları söylendi. Herkes deli gibi kendi adını aramaya başladı, insanlar çarpıştılar, birbirlerini ittirdiler, tamamen bir kaos ortamı oluştu.

5 dakikanın sonunda kimse kendi balonunu bulamamıştı.
Konuşmacı bu sefer herkesin bir balon almasını ve üzerinde adı yazan kişiye o balonu vermesini söyledi. Bir kaç dakika içinde herkes kendi balonuna kavuşmuştu.

Konuşmacı dedi ki: "Yaşamımızda bunu görüyoruz. Herkes deli gibi mutluluğu arıyor ve nerede olduğunu bilmiyor. Bizim mutluluğumuz başkalarının mutluluğunda gizlidir. Onlara mutluluk verin; sizinki size gelir. Ve insanların yaşam amacı da budur; mutluluğun peşinden gitmek."

 

 

HAFTANIN FIKRALARI.. HAFTANIN FIKRALARI..

 

ADEM İLE HAVVA

 
Bir Fransız, bir Alman ve bir Türk müzede ‘Adem ve Havva Cennet Bahçesinde’ tablosuna bakıyorlarmış.
Alman: “Bedenlerinin kusursuzluğuna bakar mısınız? Adem ile Havva mutlaka Alman olmalı” demiş. 
Fransız, Alman’a karşı çıkmış: “Havva ne kadar güzel, Adem ne kadar yakışıklı. Bu denli çekici olduklarına göre, hiç kuşkusuz Fransız olmalılar.”
Türk, tabloyu uzun uzun izledikten sonra kararını vermiş:
“Bunlar kesin Türk’tür. Üstte yok, başta yok, elmadan başka yiyecek yok, ama hâlâ kendilerini CENNETTE sanıyorlar.”

 

ZENCİNİN TAVSİYESİ

Temel Amerika'da bir lokantaya gider. Lokantada tuvalete gidip çişini yaparken yan pisuvara gelen zencinin şeyini görünce şok olur. Temel "ula hemşerim bu aleti nasıl büyüttün" diye sorar. Zenci Temel'in saf olduğunu anlayınca "Valla her sabah iyi bir kahvaltıdan sonra 1 saat boyunca mutfak tezgâhı mermerine vuracaksın, 6 ay sonra seninki de bu hale gelir" der. Temel ertesi gün hemen uygulamaya başlar. Aradan altı ay geçer, Temel ile zenci aynı lokantada yine tuvalette karşılaşırlar. Zenci Temel'e sorar "Ne oldu, tavsiyemden sonuç aldın mı?". Temel "Valla hemşerum rengini tutturdum ama boyunu daha tutturamadum da" der.

 

KUSURLU PAPAĞAN

Adamım biri evindeki yalnız serçesine arkadaş olması için bir papağan almaya karar verir. Kuş dükkânına gider ve bir tanesi haricinde papağan fiyatlarının çok yüksek olduğunu fark eder, hemen yetkiliye bunun nedenini sorar. Yetkili ise ucuz papağanın özürlü olduğunu, "s" leri söyleyemediğini, "s" yerine "c" dediği anlatır. Adam bütçesine çok uygun olan bu kuşu satın alır ve serçesinin kafesine koyar. Ertesi gün işine gider. Akşam eve döndüğünde çok sevdiği serçesini perişan bir halde, kanlar içinde bulur. Papağana hemen bunun nedenini sorar.

- Papağan: "Sabahtan beri ciki cik diyor. Çok sabrettim ama sonunda dayanamadım. Ben de ciktim."

 

Yayın Tarihi
18.12.2014
Bu makale 3394 kişi tarafından okunmuştur.
Bu Haber İçin Yorum Yapın
NOT: E-Mail adresiniz web sitemiz üzerinde yayınlanmayacaktır.
CAPTCHA Image
Bu makaleye ilk yorumu yazan siz olun.

Yazara Ait Diğer Makaleler

Çerez Kullanımı

Kullandığımız çerezler hakkında bilgi almak ve haklarınızı öğrenmek için Çerez Politikamıza bakabilirsiniz.

Daha Fazla

Arama Yap!