Mesele Booking.com a getirelen yasak değil. Mesele son on yıldır işleyen sistemin pastadaki payının bu kadar büyüyeceğini hesaplayamayan sistem ile alakalı.
Bu sistemin içerisinde en büyük rolü oynayan aktörler ise bu kurguya teslim olmuş ve yıllar içinde hiç bir strateji geliştirmemişlerdir. Ve nedense de en çok onlar şikayet eder durumdadırlar.
Son yıllarda hemen hemen tüm otelcilerin en büyük şikayeti % 50 lere varan komisyon oranları idi. Acenteler ise haksız rekabet koşullarından bahsediyorlardı. Oteller haklıydılar çünkü hiç yatırım yapmayan ama % 50 komisyon almak isteyen sanal bir ortakları vardı. Acentalar haklıydılar ve mevut maliyetler ile rekabet edemiyorlardı.
Booking.com özelinde baktığımızda gerçekleşen konaklamaların komisyon faturaları Hollanda merkezli bir şirket tarafından kesiliyor ve paranın, şirketin bir Alman bankasındaki hesabına gönderilmesi isteniyordu. Milyon dolarlık işlem hacmine sahip olan Booking.com Turkiye’de vergi ödemiyor ve şirket sadece halkla ilişkiler faaliyeti yapıyormuş gibi işlerini yürütüyordu.. Peki sadece booking.com mu var yoksa sırada başka yasaklar gelecek mi ?
Ben haklılar dedim ama unlu sair ve yazarımız Cenap Şahabettin “Elinden geleni yapmadığın müddetçe, umduğunu bulamamaktan şikayette haksızsın” der.
Şikayet ederken çözüm geliştirmek adına bunca yıldır ne yapıldı da biz problem olarak görülen bu konuyu yasak durumuna soktuk.
Yasaklar bana hep eski Türkiye’yi hatırlatır.
Güçlü, stratejik, vizyoner, ilerici ve ilerlemesi durduramayacak ne varsa ( ister kadın yada erkek, ister şirket; ister ülke olsun kendi akli ile yenemeyeceğini gören gelişmemişlik, yasakçı zihniyeti bana anımsatır. Eğer basa çıkamıyorsanız iftara atar isten attırırsınız, şirket ise batırırsınız, ülke ise darbe çıkartırsınız..
Burada uygulanan yasak da maalesef ayni zihniyettir. Turizm icindeki bu ve benzeri birçok sikinti tüm aktörlerin ve buna kamusal düzen getiren yapının stratejik konumlandirilmamasindan kaynaklanıyor.
Farki ancak farkederek yaratabiliriz.Bu kurumları yasaklarsak baska isimler altında başka kanallar kullanarak bu sistemi calistirmaya devam edebileceklerdir.
Italya’da turizmi % 30 tour operatorleri satıyor. %70’ni ise parekande satış ve munferit satis yapiliyor. Nasil mi ? Arastirin ltf. Bakanligimiz kanun koyup, vergilendirecek ve takip edecek.
Çözüm önerileri
Her yerde övüne övüne söylediğimiz “Istanbul veya Antalya” bir marka ifadesinin içini doldurmamız şart.
Sürdürülebilir stratejiler geliştirmenin yolu istanbul ve Antalya Markamızı ve diğer sehir markalarimizi kurumsallastirmaktan geciyor.
Global dusunup, lokal hareket etmeliyiz.
Sadece bir bolgenin problemi olarak gormemeliyiz.
Turizm birlik yasasi adi altinda bir cati kurmaliyiz.
Tek bir yerden DESTINASYON yonetimi gerceklesmeliyiz.
Ve toptan pazarlama ve satis yerine parakendici pazarlama ve satis gerceklestirmeliz
Parakindeciligilin önündeki en büyük engel, rezervasyon portallarındaki maliyetin azalmasıdır. Bu nedenle milli arama motorları yaratilmaliyiz. Bu konu çok elzem ve ivedidir.
Bunu en iyi yapanlardan biri Lasvegas tir.
Hayal ile baslamislardir ama cok iyi bir kurgu ,surdurulebilir stratejik kurumsal marka anlayisi ile dunyada en cok satan destinasyonlardan biri olmustur.
Hayal etmek benim ulkemin onundeki tum engelleri kaldiracaktir. Cunku hayel de ne onyargi, ne korku.ne basarisizlik,nede adam sendecilik vardir.
Eğer bu ülkeyi seviyor ve bu ülkeden başka bir vatan olmadigini durunuyorsak, torunlarimizin torunlarının da bu topraklarda turizm yaparak bu ülkeye en büyük katkiyi saglamasini istiyorsak cozum odaklı, uygulayacı ve takipçi olmak zorundayız.
Saygılarımla