Özel hastane çilesi

“Sektördeki birkaç kişinin hatası yüzünden sektöre leke gelmemesi gerektir”

Sosyal Güvenlik Kurumu(SGK)Başkanı Fatih Acar, özel hastanelere bu mesajı verdi Belek’te yapılan toplantıda.

‘Sağlıkta 2012 Projeksiyonu ve Beklentileri’ toplantısına SGK Başkanı Acar’ın özel hastanelere yönelik suistimal suçlaması damgasını vurdu.

Özel hastanelerin sayısı kamuya ait sağlık kurumlarından çok fazla.

Antalya’da yenileri açılıyor, bazılarının yapımı sürüyor, bazıları da proje aşamasında..

Devletin sağlık politikası da özel hastaneleri destekliyor.

Bundan cesaret alan ve bir bölümü yabancı ortaklı olan şirketler de tıpkı AVM olarak bilinen alış veriş merkezleri gibi Antalya’ya koşuyor.

Antalya, son yıllarda sağlık sektörü için de önemli bir pazar konumuna geldi.

Özellikle Tam Gün Yasası ile birlikte başta üniversite olmak üzere kamuya ait hastanelerden çok sayıda uzman hekim ayrıldı, bunların bir bölümü kendilerine muayene açtı, bit bölümü ise özel hastanelere dışarıdan hizmet vermeye başladı.

Özel hastanelerin müşterisi sürekli artarken, kamu hastaneleri hem personel, hem de teknik açıdan zayıflamaya başladı, bunun sonucu olarak ta vatandaş özel hastanelere yöneldi.

Ancak, özel hastanelerin daha çok kazanma hırsı bazı olumsuzlukları da beraberinde getirdi.

Bazı özel hastanelerin hastaların TC kimlik kartlarıyla hastaların girişini yapıp, kağıt üzerinde tedavi yaptıkları yönündeki şikayet ve duyumlar artınca yetkililer de önlem alma gereğini duydular.

İşverenlerin sigorta primlerini ödememekteki ısrarı nedeniyle zor dönemler geçiren Sosyal Güvenlik Kurumu(SGK)ayakta kalabilmenin yollarını ararken, özel hastaneler yoluyla yapılan bu vurgunu önlemek için de ‘avuç içi damar izi teşhisi sistemi’ getirmeye karar verdi.

SGK Başkanı Fatih Acar, bu sistemin 1 Temmuz’da yürürlüğe gireceğini Belek’te düzenlenen toplantıda açıkladı.

Suistimal yapan özel hastaneleri temizlemekte kararlı olduklarını söyleyen SGK Başkanı Fatih Acar, hastane sahiplerine şu çağrıyı yapıyor:

''Bize yardımcı olun. İçimizdeki çürük elmaları temizleyelim. Bu suistimal konusu beni rahatsız ediyor, uykularımı kaçırıyor. Neden- 74 milyon insanın hak ve hukuku var. Bunların yapılmaması gerekiyor. Bu ayıbı, yanlışı hep beraber mücadele ederek temizleyelim''

Sayıları hızla artan özel hastaneler arasında son günlerde inanılmaz bir rekabet yaşanıyor..

Özel hastaneler Antalya’da ‘hasta avı’na çıktılar.

Promosyonlarla hastaları kendi kurumlarına çekmek istiyorlar.

En önemli silahları ise ‘ücretsiz check-up’ modası.

Kurum ve kuruluşlar için ücretsiz düzenliyorlar ama TC kimlik numaralarını aldıkları için tetkik ve muayeneleri yapılmış gibi devletten parasını tıkır tıkır alıyorlar.

Bunla da kalmıyorlar ücretsiz ve iyi niyetli yaptıkları hizmetlerin karşılığını çeşitli tahlil, emar, röntgen ve benzeri işlemlerle fazlasıyla çıkarıyorlar.

Hiçbir kurumu ve kişiyi suçlamıyorum ama bazı özel hastanelerin vatandaşları bazı hastalık teşhisi ile tedavi, hatta ameliyat ettikleri de yapılan şikayetlerden anlaşılıyor.

Kendilerine ‘ölümcül hastasınız’ denilen bazı Antalyaların bir başka sağlık kurumuna müracaat ettiklerinde ‘hiçbir şeyiniz yok’ cevabı karşılaştıkları da biliniyor.

Hastaların doktoru bile görmeden ilaç yazdırdıkları herkesçe biliniyor.

Tüm bunlara karşılık özel hastane sahip ve yöneticilerinin ‘zor ayakta duruyoruz, yürürlükte olan sistemle yeterince sağlık hizmeti vermemiz güç” savunması ile teşhis ve tedavi ücretlerinin artırılmasını istedikleri bildiriliyor.

Gerçekten de şaşırtıcı bir durum.

Bu durum en çok Antalyalıları etkiliyor.

İlaç krizinin kapıda olduğu gerçeği de göz önüne alındığında sağlık alanında çok sıkıntılı bir döneme girdiğimizi saklamanın da anlamı yok..